TSSF de TBMM’ye mektup yolladı: Yunus parkları kapatılsın

AKP tarafından hazırlanan ve önümüzdeki günlerde TBMM Tarım Komisyonu’na gelmesi planlanan Hayvan Hakları yasa teklifinde, mevcut 10 yunus parkının kapatılmayacağının açıklanması üzerine dernekler ve meslek örgütleri TBMM’ye peşi sıra çağrı yapmaya başladı.

Bu kez de Türkiye Sualtı Sporları Federasyonu (TSSF) Başkanı Prof. Dr. Şahin Özen imzası ile yunus parklarının kapatılması için TBMM Başkanlığı’na mektup iletildi.

TSSF Çevre Kurulu Başkanı Tahsin Ceylan tarafından duyurulan mektupta “TBMM’nin 2004 yılında kabul ettiği Hayvanları Koruma Kanunu’nda yapılması planlanan değişikliklerin, tüm dünya için büyük önem arz eden yunusların lehine iyileştirilmesini, yunus parklarının kapatılmasını ve yaşam haklarının iade edilmesini diliyoruz. İnsanlığın ve dalış sektörünün geleceği, doğal yaşama duyduğu saygı ile orantılı şekillenecektir” denildi.

Tutsak hayvanlar için rehabilitasyon merkezi

Basına verdiği demeçlerde eğlence ya da tedavi adı altında yunus parklarında yaşananları ‘sömürü’ olarak nitelendiren Ceylan, nesli tehlike altında olan türün korunmasına yönelik tedbirlerin artırılmasını, tutsak olanların ise rehabilitasyona alınarak doğal yaşamlarına geri bırakılmasını istedi.

Beton kafesler içine alınan yunusların ölü balıklarla beslendiğini anlatan Tahsin Ceylan, “Ruh halleri bozuluyor ve birçoğunun yaşamı intihar ile son buluyor. Her dalıcı su altında yunus görmek ister, su altı fotoğrafçıları ve belgesel yapımcılarının en büyük hayali yunusları görüntülemektir. Bunun için binlerce kilometre gidiyoruz.

Doğada özgür doğan yunusları beton duvarların arasına hapsetmeyelim. Bütün dünyada yunus havuzları, yunus parkları gibi eğlence parkları yasaklandı. Ülkemizde de bunların kapatılması lazım. Özgür yunusları beton duvarlar arasına hapsetmeyi doğru bulmuyoruz” diye konuştu. 

AKP dışında herkes “yunus parkları kapatılsın” diyor

AKP Grup Başkanvekili Özlem Zengin ve AKP Tekirdağ milletvekili Mustafa Yel’in basına verdiği demeçlerde yeni yunus parkları yasaklanırken mevcut 10 tesisin kapatılmayacağının açıklanması, hatta yunus parklarına özel düzenleme getirileceğinin duyurulması, bir kez daha kamuoyunda tepkiyle karşılanırken meslek örgütleri ve dernekler de TBMM’ye art arda açık mektup yayımladı.

Ceviz Otizm Araştırmaları ve Toplumsal Savunma Derneği, 11 Şubat’ta milletvekillerine seslendiği mektubunda yunusla terapi adı altındaki ticari faaliyetlerin yasallaştırılmaması isteminde bulundu. Sekiz sayfalık ayrıntılı mektupta “bilimsellikten oldukça uzak uygulamalar” kapsamında ele alınan yunus terapisinin, yunus parkı işletmecilerinin iddialarının aksine, otistik, down sendromlu veya görünmeyen engeli olan nöroçeşitli bireylere yönelik terapötik bir etkisinin olmadığı, bireyler için tehlike arz ettiği ve hayvan haklarını yok saydığı vurgulandı. Dernek, açıklamasında “Yunusların mahpusluğu ile otizmi ilintilendirmenin; doktrinde gelişmekte olan hayvan hakları hukuku, nöroçeşitlilik hareketi kapsamında engelli hakları hukuku ve halk sağlığı açısından problematik esasları bulunmaktadır. Bu esaslara yönelik olarak yapılan ulusal ve uluslararası çalışmalar; yunusların nöroçeşitli bireylere yönelik terapötik bir etkisi olmadığını kanıtlar durumdadır,” dedi.

Türk Psikologlar Derneği de 19 Şubat’ta TBMM’ye iletilmek üzere platformumuza gönderdiği mektupta hak temelli yaklaşımla bilimsel verilere atıfta bulunarak, yunus parklarının özel gereksinimli çocuğu olan ailelerin maddi ve manevi olarak sömürülmesine de zemin hazırlayabileceğine dikkat çekti. Aynı zamanda mevcut tesislerin kapatılmamasının gerek insanlara, gerek hayvanlara verebileceği zarar şöyle özetlendi: “Özel gereksinimli çocukların tedavisi için mevcut yunus parklarının kapatılmaması ya da yeni yunus parklarının açılması bilimsel gerçeklikten uzak bir yaklaşımdır; çünkü yunusla tedavinin özel gereksinimli çocukların tedavisinde herhangi bir yararının olduğu kanıtlanmış bir bilgi değildir. Aksine ekteki yazıda daha ayrıntılı belirtildiği gibi yunus parklarında tedavi başlığı altında gerçekleşen eylemler çocuklara ve hayvanlara zarar verme potansiyeline sahiptir. Bu durum karşılıklı bir zararın yanı sıra özel gereksinimli çocuğu olan ailelerin maddi ve manevi olarak sömürülmesine de zemin hazırlayabilmektedir. Bilimsel veriler ışığında ve türler arası eşitliğe dayanan bir şekilde hareket edilmesi gerekmektedir.”

2010’dan buyana TBMM ve ilgili bakanlıklar ile paylaştığımız diğer uzman görüşleri

Geçtiğimiz yıllarda Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi’nden Tohum Otizm Vakfı’na, Anadolu Üniversitesi Engelliler Araştırma Enstitüsü’nden ABD Ulusal Otizm Merkezi’ne kadar pek çok ulusal ve uluslararası uzman kurum ve akademisyenin raporları, yunusla terapi faaliyetinin bilim camiasınca desteklenmediğini ve insanlar için son derece tehlikeli riskler içerdiğini ortaya koymuştu. 

TBMM Komisyon raporu: Yunus parkları yasaklanıp kapatılmalıdır

Meclis’teki beş siyasi partinin uzlaşısıyla Ekim 2019’da TBMM Başkanlığı’na sunulan Hayvan Hakları Araştırma Komisyonu raporunda da, sunduğumuz etik, hukuki ve bilimsel dayanaklar ile 10 yıla yayılan kapsamlı mücadelemiz sonucu* yunus parkları dahil hayvanlı sirkler ve hayvanat bahçeleri gibi hayvan hapishanelerinin çoğuna yasak getirilmesini ve bu yasakların tavsiye kararları olarak raporda yer almasını sağlamıştık.

Şimdi yasama sürecinde TBMM Tarım Komisyonu başta olmak üzere tüm milletvekillerinin 10 yunus parkı sahibinin ticari çıkarları doğrultusunda değil, milyonların dile getirdiği hayvan hapishanelerinde tutsak edilen tüm hayvanların hakları, bilim insanları, uzman kurumlar, dernekler ve meslek örgütlerinin özgürlük ve adalet talepleri doğrultusunda karar almalarını bekliyoruz.

Aksi takdirde iktidar partisi başta olmak üzere TBMM; bunca tepkiyi, uzman görüşünü, etik, hukuki ve bilimsel dayanakları ayaklar altına alarak sermayenin ticari ve ekonomik çıkarlarını alenen gözetmiş olduğunu beyan etmiş olacaktır.

TBMM Hayvan Hakları Araştırma Komisyonu raporu tavsiye kararı:

  • Deniz memelileri gösteri ve terapi merkezlerinin kurulmasının yasaklanması,
  • Mevcut deniz memelisi tesislerine faaliyetlerini sonlandırmak için iki yıllık süre verilmesi önerilmektedir.

Talebimiz:

  • Deniz memelileri gösteri ve terapi merkezlerinin kurulmasının yasaklanması,
  • Mevcut deniz memelisi tesislerine faaliyetlerini sonlandırmak için bir yıllık süre verilmesi,
  • Kapatılma sürecinde hayvanların sağlık durumunun takibini yapabilmek için, yerlerine yurtdışından veya Türkiye sularından kaçak yollarla yenilerinin getirilmesini engellemek adına deniz memelisi ithalatının sonlandırılması,
  • Deniz memelileri konusunda uzmanlaşmış olan bağımsız veteriner hekimlerin ve akademisyenlerin düzenli sağlık kontrolü yapmasını ve mevcut tüm hayvanların genetik ve foto-kimliklendirme çalışmalarının yapılarak tüm hayvanların kayıt altına alınması,
  • Mevcut tesislerin tüm ticari faaliyetlerine son verilerek tutsak edilen hayvanların ömür boyu bakımını sağlayacak bir koruma modeli için gerekli düzenlemelerin yapılması
  • Bu süreçte tüm deniz memelilerinin insan sömürüsünden uzak bir şekilde ömürlerini tamamlamaları ve kurtarılan deniz memelileri için Türkiye’de bir deniz memelisi rehabilitasyon merkezi açılması.

(*) 2010’dan bu yana yürüttüğümüz eylem, suç duyuruları, etkinlikler ve yerel/ulusal sivil toplum kuruluşlarıyla ortak mücadelemiz hakkında daha fazla bilgi için Facebook sayfamız Yunus Parkları Kapatılsın‘ı inceleyebilirsiniz.

Kaynaklar: TV100, Sözcü, Tahsin Ceylan