Jane Goodall Enstitüsü: Goril Zeytin Afrika’daki bir koruma merkezine taşınmalı

Goril Zeytin, hayvan hapishanesinden kurtarılarak etik ve hukuki düzeyde hak ettiği rehabilitasyon imkanına ve yeniden özgürlüğüne kavuşmalı.

Jane Goodall Enstitüsü, 22 Aralık 2024’te İstanbul Havalimanı’nda ele geçirilen ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü’nün Türkiye’deki bir hayvanat bahçesinde esir tutulacağını bildirdiği yavru goril Zeytin için açıklama yayımladı: “Bebek goril Zeytin Afrika’daki bir koruma merkezine taşınmalı.”

Biz hayvan hakları savunucuları, Jane Goodall Enstitüsü’nün açıklamasını destekliyoruz.

Enstitü, Türkiye’de yetkili makamları bu yanlış karardan dönmeye ve Zeytin’i Afrika’daki akredite bir koruma merkezine göndermeye çağırıyor.

Enstitü, Zeytin’in Türkiye’de bir hayvanat bahçesinde tutulması kararının, hem etik hem de bilimsel açıdan ciddi bir hata olduğunu hatırlatıyor.

Özetle, Zeytin’in Türkiye’de esir tutulacağı hiçbir kurum; kuyruksuz maymunlara uygun bakım, rehabilitasyon ve sosyal ortam koşullarını sağlayamaz! Bu karar Zeytin’in hiçbir zaman doğasına dönemeyeceği ve ömrünü esaretle tamamlayacağı anlamına gelir.

Türkiye’de yetkili makamlar Jane Goodall Enstitüsü’nün çağrısına kulak vermeli ve Zeytin’i daha geç olmadan göndermeli!

Enstitünün web sitesinden ve sosyal medya platformlarından yaptığı açıklamanın tamamı aşağıda ve sayfa sonundaki bağlantıda.

Jane Goodall Enstitüsü’nden resmi açıklama

Jane Goodall Enstitüsü, bebek goril Zeytin’in Afrika’daki bir koruma merkezine nakledilmesi gerektiğini söylüyor.

Yasadışı yaban hayatı ticaretinde el konulan genç primat, Türkiye’de, rehabilitasyonu ve refahı için gerekli bakım ve ortamın sağlanmadığı bir hayvanat bahçesinde esaret altında tutuluyor. Jane Goodall Enstitüsü, Zeytin’in mevcut tutsaklığı konusunda derin endişesini ifade ediyor.

Zeytin, yasadışı yaban hayatı ticaretine karşı yürütülen bir operasyon sonucunda ele geçirilmiş bir bebek goril olarak, şu anda bir Türk hayvanat bahçesinde tutuluyor. Zeytin yalnızca uluslararası bir suçun kurbanı değil, aynı zamanda kuyruksuz maymunların tutsak edilmesinin etik, ekolojik ve bilimsel sonuçlarını göz ardı eden bir sistemin de mağdurudur.

Zeytin, 22 Aralık 2024’te İstanbul Havalimanı’nda, Tayland’a gönderilmek üzere hazırlanmış bir kargonun içinde gizlenmiş halde bulundu. Muhtemel nihai varış noktası Güneydoğu Asya’daki özel bir hayvanat bahçesiydi. Bu olay, nesli tükenmekte olan türlerin ticari birer meta gibi görülerek özgürlüklerinden ve doğal yaşam alanlarında yaşama haklarından mahrum bırakıldığı yasadışı yaban hayatı ticaretinin acımasız gerçekliğini gözler önüne seriyor.

Tüm kuyruksuz maymunlar gibi goriller de karmaşık duygusal, bilişsel ve sosyal yaşamlara sahip hissedebilen canlılardır. İnsan DNA’sının yaklaşık yüzde 98’ini paylaşırlar ve psikolojik ile fiziksel refahlarını destekleyen ortamlara ihtiyaç duyarlar. Bilimsel kanıtlar açıkça göstermektedir ki tutsaklık -özellikle Zeytin gibi genç bireylerin annelik ve sosyal bağlardan yoksun bırakılması- kronik strese, depresyona ve uzun vadeli sağlık sorunlarına yol açmaktadır.

Zeytin’in uzmanlaşmamış bir kurumda tutulması, uluslararası koruma ilkelerine ve etik standartlara aykırıdır. Onun meşru yeri, türüne uygun bakım alabileceği, kendi türünden bireylerle birlikte yaşayabileceği ve doğaya yeniden kazandırılma hedefiyle uzun bir rehabilitasyon sürecine başlayabileceği Afrika’daki akredite bir koruma merkezidir.

Türk hükümetinin, Zeytin’in alt türünün Nijerya’daki yerel türlerden farklı olduğu ve bu nedenle izole edilmesi gerektiği yönündeki açıklaması, güncel bilimsel bilgiyle ve primat refahı konusundaki en iyi uygulamalarla örtüşmemektedir; bu nedenle ciddi biçimde yeniden değerlendirilmelidir.

Afrika genelindeki akredite koruma merkezleri, farklı alt türlerden gorilleri ve diğer kuyruksuz maymunları türlerine uygun koşullarda, rehabilitasyon, sosyal bütünleşme ve refah öncelikli bir yaklaşımla başarıyla koruyabildiklerini defalarca kanıtlamışlardır. Uzun süreli izolasyon ve sürekli insan teması, Zeytin’in psikolojik gelişimini olumsuz etkileyebilir ve antropomorfizmin artmasına neden olarak gelecekte doğaya geri döndürülme olasılığını zedeleyebilir.

Bu koşullar ne kadar uzun sürerse, kalıcı zarar riski o kadar büyür. Ayrıca, el konulan yaban hayvanlarını menşe ülkelere iade etmek yerine geçiş ülkelerinde tutmak tehlikeli bir emsal oluşturur. Bu uygulama, yasadışı yaban hayatı ticaretiyle mücadeleye yönelik uluslararası çabaları zayıflatır ve ekolojik adalet ilkesini aşındırır.

Geçiş ülkeleri, ticareti yapılan hayvanların kalıcı muhafızları haline gelmemeli; aksine, bu hayvanların uygun tesisleri sahip kaynak ülkelere veya bölgesel koruma merkezlerine geri gönderilmesini kolaylaştırmalıdır.

Jane Goodall Enstitüsü, 2005 yılında GRASP tarafından kabul edilen Kuyruksuz Maymunlar Kinşasa Bildirgesi’nde belirtilen ilkeleri yeniden teyit eder: kuyruksuz maymunlar doğuştan bir değere sahiptir ve uluslararası toplumun onları koruma konusunda ahlaki bir yükümlülüğü vardır.

Bildirge, yasadışı ticaretin ortadan kaldırılması, her tür için uygun bakımın sağlanması ve kuyruksuz maymunların ortak doğal mirasımızın saygın üyeleri olarak davranılması için uluslararası işbirliği çağrısında bulunur. Zeytin vakası, bu taahhütlere uygun şekilde hareket etmenin aciliyetini ortaya koymaktadır ve yasadışı ticaretin kurbanı olmuş kuyruksuz maymunlar için örnek teşkil edebilecek bir uluslararası iade sürecine dönüşme potansiyeline sahiptir.

Jane Goodall Enstitüsü, Türk makamlarını, uluslararası koruma kuruluşlarını ve dünya toplumunu, Kinşasa Bildirgesi, Nesli Tehlike Altındaki Türlerin Uluslararası Ticaretine İlişkin Sözleşme (CITES), Biyolojik Çeşitlilik Sözleşmesi (CBD) ve BM Genel Kurulu’nun yasadışı yaban hayatı ticaretiyle mücadeleye ilişkin A/RES/79/313 sayılı kararı doğrultusunda hareket etmeye çağırmaktadır.

Bu uluslararası çerçevelerle uyum içinde, Zeytin’in Afrika’daki akredite bir kuyruksuz maymun koruma merkezine nakledilmesini; onun hissedebilen bir canlı olarak refahının gözetilmesini ve geleceğinin evrensel etik sorumluluk standartlarına uygun biçimde güvence altına alınmasını talep ediyoruz.

Jane Goodall Enstitüsü, Zeytin’in yeniden konumlandırılması ve rehabilitasyonu sürecinde işbirliği yapmaya hazır olduğunu belirtir. Bu olay, yasadışı yaban hayatı ticaretine karşı yasa uygulamalarının güçlendirilmesi ve en yakın akrabalarımız olan bu canlıların onurunu ve özgürlüğünü savunmanın önemini bir kez daha gözler önüne sermektedir.

Jane Goodall Institute tarafından yapılan 1 Kasım 2025 tarihli açıklama: Statement by JGI Global on baby gorilla ZEYTIN

Metnin orijinali için Jane Goodall Enstitüsü’nün web sitesini ziyaret edebilirsiniz.

Polonezköy Hayvanat Bahçesi'nde tutsak edilen goril Zeytin için özgürlük!