Sanatçılardan ıslak imzalı “Yunuslara Özgürlük” talebi

Oyuncu Özge Özder’in başlattığı “Bana Göz Kulak Ol” projesi kapsamında, duyarlı sanatçılardan “Yunuslara Özgürlük” için ıslak imzalı destek (İmza metni en alttadır)…

Birçok farklı konuda seslerini yükselten ve esaret altındaki canlılar için de adalet talep eden tüm sanatçılara çok teşekkür ediyoruz!

İmza kampanyası halen http://yunuslaraozgurluk.com/imzala-yunus-parklari-kapatilsin adresinde devam ediyor. Ancak destek olan sanatçıların bir bölümünü şimdiden yazmak istiyoruz:

Türkan Şoray, Kadir İnanır, Jülide Kural, Murathan Mungan,Haldun Dormen, Erol Günaydın, Gürer Aykal, Şevval Sam, Seyyal Taner, Altan Erkekli, Aytaç Arman, Uğur Polat, Erdal Beşikçioğlu, Levent Üzümcü,Bülent Emin Yarar, Songül Öden, Bennu Yıldırımlar, Ceyda Düvenci, Evrim Solmaz, Hasibe Eren, Nilgün Kasapbaşoğlu,Yeşim Büber, Cemal Hünal, Tolga Karel, Serhat Tutumluer, Mehmet Ali Alabora, Sevinç Erbulak, Yeşim Gül, Engin Alkan, Serdar Orçin, Teoman Kumbaracıbaşı, İpek Karapınar, Toygar Işıklı, Çigdem Erken, Orhan Alkaya, Serhat Kılıç, Levent Kazak, Özgür Çevik, Zafer Algöz, Seda Akman, Ali Mert Yavuzcan, Selin İşcan, Şebnem Köstem, Orhan Aydın, Mahir İpek, Hazım Körmükçü, Volkan Severcan, Sermet Yeşil …

“Bana Göz Kulak Ol Sosyal Sorumluluk Projesi”ni Twitter‘dan ve Facebook‘tan takip edebilirsiniz. Sanatçıarın desteğiyle ilgili basında çıkan diğer haberler için “Yunus Parkları Kapatılsın” sayfamıza göz atabilirsiniz.

Deniz memelilerinin esareti ile ilgili gerçeklerin dünya gündemine oturduğu bir dönemde, Türkiye’de yunuslarla, belugalarla ve morslarla ilgili acı verici haberler yankılanıyor. Yunus gösteri ve terapi merkezlerindeki hayvanlar, acı çekiyor, travma geçiriyor, intihar ediyor; eğitmenlerine ve ziyaretçilere saldırarak dünya çapında ölümlere ve yaralanmalara neden oluyorlar. Zamanında ayılara yapılan işkencenin aynısı, bugün deniz memelilerine uygulanıyor. Türkiye’deki bu sektör, aynı zamanda Japonya’nın Taiji koyunda her yıl 23 bin yunusun ölümü ile sonlanan av ve yakalama sektörüne maddi kaynak oluşturuluyor.

Tüm bunlar yetmiyormuş gibi bu tesislerin tamamında  “yunus terapisi” adı altında hiçbir bilimsel temele dayanmayan, sözde tedaviler uygulanıyor. Yunus parklarında,  engelli çocukların ailelerinin, paraları  ve umutları ellerinden alınıyor.

Yunus gösterileri ise, eğitici olmaktan uzak, ticari birer faaliyet olarak çocuklarımızın tüketimine sunuluyor. Yunus parklarında çocuklarımıza empati yoksunu, çağdışı bir eğlence anlayışı aşılanmaktadır. Çocuklar, esaret altında doğal ortamlarından ve doğal davranışlarından çok uzak olan bu deniz canlılarını yanlış tanımakta, “eğitim” kisvesi altında kandırılmakta ve bu kirli bir ticarete alet edilmektedir.

Bugün İsviçre, yunus ithalatını ve parklarını Senato kararıyla tamamen yasaklarken, Güney Kore dahi gösteri yunuslarına devlet eliyle el koyuyor. AB üye ülkelerinin çoğu, yasal düzeyde yunus parklarının açılmasına izin vermiyor ve yeni kuşakların eğitimlerine yönelik gerçekçi, bilimsel ve insani çözümler getiriyorlar. Türkiye ise, dünya çapında popülerliği kalmayan ilkel bir sektörü, ciddi bir kamuoyu tepkisine rağmen canlandırmaya çalışıyor.

Tüm bu nedenleri göz önünde bulundurarak bizler, farklı dallardan sanatçılar olarak:

. Öncelikle Kaş, Bodrum ve İzmir başta olmak üzere, açılmak üzere olan yeni yunus parklarına izin verilmemesini ve Türkiye’nin hiçbir yerinde yeni bir yunus gösteri ve terapi merkezinin açılmamasını, Türkiye’deki deniz memelileri ve canlıları üzerinden yapılan ticaretin ve ithalatın bu yolla tamamen durdurulmasını;

. Hiçbir bilimselliği olmadığı dünya çapında kanıtlanmış yunus terapisinin, T.C. Sağlık Bakanlığı tarafından tamamen yasaklanmasını;

. Kapanan parklardaki yunusların rehabilite edilerek doğaya döndürülebilmesi için, bağımsız uzmanların ve bilim insanlarının belirleyeceği sakin ve uygun bir koyda yunuslar için rehabilitasyon merkezi oluşturulmasını;

. Yunus parklarıyla ilgili yasal boşlukların ortadan kaldırılarak, gelecekte bu tesisleri yasaklayan maddelerin ilgili yasa ve yönetmeliklere dâhil edilmesini, T.C. Anayasası’nın, varolan iç mevzuatın ve Türkiye’nin de taraf olduğu uluslararası Bern Sözleşmesi’nin uygulanmasını talep ediyoruz.

T.C. Başbakanlık, Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı ile Sağlık Bakanlığı başta olmak üzere ilgili tüm birimlerin taleplerimizi değerlendirerek somut yasal adımlar atmasını bekliyoruz.