Hiçbir havuz, etrafı tellerle veya ağlarla çevrili hiçbir alan, denizde dahi olsa, yunusların ve diğer hayvanların doğal yaşam ortamlarının yerini tutamaz ve tutmamalıdır. Bu standartların tartışılması, özgürlüğü hedefleyen hak temelli değil, sömürünün devam etmesine neden olacak ve esareti normalleştiren refah temelli argümanların devam ettirilmesi anlamına gelir.
Bu gerçeğe rağmen, dünya çapında ülkeden ülkeye, türden türe değişen ve bazı ülkelerin mevcut mevzuatı içinde yer alan havuz standartları vardır. Bu standartlar, havuzun içine çizilebilecek en büyük dairenin çapının 7 ila 15 m, derinliğin ise 5 ila 12 m arasında değişebildiğini gösterir. Bahamalar’dan Arjantin ve İtalya’ya kadar birçok farklı ülkede, kabul edilmemesi gereken “standartlar” oluşturulmuştur.
Yunuslar saatte 60 km’ye varabilen bir hızla yüzerler, 30 metre derinliğe kadar inebilirler ve günde 128 km mesafe katedebilirler. Hiçbir havuz, bu kadar geniş olamaz ve hiçbir standart onlara bu özgürlüğü sağlayamaz.
Dört duvar arasına kapatılan yunusların ve diğer hayvanların en sık yaptığı hareket, stres belirtisi olarak tanımlanmış, art arda tekrarlanan, dikey biçimde suya girip çıkma eylemidir. Suda sıklıkla sabit ve hareketsiz kalmaları da, yunusların sıkıntılı ve mutsuz olmalarıyla bağlantılıdır. Çünkü gösteri ve sözde terapi havuzlarında, yunusların hızını ve katettikleri mesafeleri karşılayabilecek “yeterli” alanları yoktur. Buna zoochosis denir ve hayvanat bahçeleri ile hayvanlı sirklerde de yaygın görülen psikolojik bir soruna işaret eder.