(Aşağıdaki makale 14.10.2011 tarihinde İngiliz The Guardian Gazetesi’nde yayımlanmıştır)
Yunus Hikayesi (Dolphin Tale) isimli film, yunuslarla yüzmenin, tıpkı benim kızım gibi engelli insanları “iyileştirdiğine” ilişkin efsaneyi devam ettiriyor.
Kızıma yunusla yüzmesi için gelen tekliflerin haddi hesabı yok. Engelli insanlar yukarı çıkmak için veya evde birkaç saat yardım alabilmek için uğraşırlarken, bir sürü yardım kuruluşu bu insanları dost canlısı bir Flipper’la suda hoplayıp zıplasınlar diye alıp Florida’ya uçuruyor. Bu organizasyonlara göre, yılan yağı misali yok satan “yunus tedavisi”, dikkat bozukluğu olan çocuklarda dikkat süresini artırmaktan felci iyileştirmeye kadar çok çeşitli bozuklukları iyileştiriyor. “Yunus Hikayesi” filmi de bu propagandanın son aracı. Bu aile filminin konusu, Winter isimli bir yunusun sorunlu ve engelli gençler üzerindeki kayda değer ve iyileştirici etkisi.
Deniz memelileri ile engelli bir insan arasındaki bu sözde bağlantıyı su yüzeyine çıkaran iki efsane var. Bunlardan bir tanesi, yunusların insan özelliklerine sahip oldukları; filmde Yunus Winter insanlarla yunuslara özgü sesleri kullanarak neşeli diyaloglar kuruyor. Bir diğer efsane de, engelli insanların bir hayvanla dahi olsa tekrar kendilerini bütün hissetmelerinin ilham verici olduğu.
Yunusların bizimle çok benzer olduğuna ilişkin varsayım üzerinde çalışan bir uluslararası endüstri var. Sanat organizasyonu Yunus Dans Projesi, okyanuslarda birlikte dans eden yunusların ve insanların filmlerini yapıyor. Organizasyon şöyle diyor, “işimize, eşit zihinler arasındaki işbirliği” olarak bakıyoruz ve hiçbir ironi olmaksızın “dansımızı izleyen herkesin, yunusların da insan olduğunu anlamalarını hayal ediyoruz”
Yunuslar gerçekten de kaygan derili insanlar mıdır? Bilim camiası aksini savunuyor. Balina ve Yunusları Koruma Derneği (WDCS), yunusların limanların etrafında aylakça dolanmasının, deniz banyosu yapanlarla şakalaşmalarının ve balıkçılarla dostluk kurmalarının doğaya aykırı olduğu görüşünde. Bu davranış yunusların bizimle iletişim kurmak istemesinden çok bir anormallik. Bariz bir şekilde farklı türlerin dostluğunu tercih eden bir hayvan için en uygun açıklama, hayvanın “sosyal uyumsuz” olduğudur. WDCS “Suya atlamak yerine, geri çekilmemiz ve yunusların diğer yunuslarla takılmasına izin vermemiz gerekir” diyor.
Filmde, Winter insan bakıcılarına karşı sevgi dolu hisler geliştirilmiş bir yunus olarak tasvir ediliyor; filmin çocuk kahramanı, “Winter ve ben bir aileyiz” diyor. Yunus Hikayesi “gerçek hikayeden alıntı” olduğunu; Winter’ın “kendisini oynadığını” iddia ediyor ve filmin sonunda bunu kanıtlamak için belgesel dip notlar geçiyor. Ancak her ne kadar biz yunusları sevsek de, bu his genellikle karşılıklı değil. Her yıl “yunusla karşılaşma” keyfi yaşayan onlarca insan, kızgın yunuslar tarafından yaralanıyor. Ayrıca yunuslar sevgi dolu ve hassas hayvanlar da değiller. Erkek afalina cinsi yunusların bebek yunusları öldürdükleri, dişileriyle zorla çiftleştikleri ve kışkırtılmadıkları halde küçük yunus türlerini öldürdükleri biliniyor. WDCS, yunuslarla yüzmenin tehlikeli olduğunu ve bunun, yunus için de iyi olmadığını belirtiyor.
Winter kurtarılmış bir dişi yunus – kuyruğu bir yengeç tuzağında yırtılmış ve artık yüzemiyor. Filmde, küçük bir kız, deniz yaşamı merkezinde yunusu ziyarete geliyor. Önce kızın gülen yüzünü görüyoruz. Ardından kamera açısı aşağı iniyor ve kızın tekerlekli sandalyede olduğunu fark ediyoruz. “Anne, bak, o da aynı benim gibi” diyor kız, Winter’a işaret ederek.
Hayır, hiç de onun gibi değil. Yunusun o küçük kızla uzaktan yakından bir alakası yok. Winter belki bir yunus sürüsünün bir parçası olabilir ama hiç okula gitmedi, doğum günü partisine katılmadı veya gece bir arkadaşında kalmadı. Ama küçük kız engelli olmaktan başka hiçbir özelliği yokmuşçasına indirgeniyor. Yunus ve kızın tek ve uzaktan – ama sadece uzaktan- benzerlikleri, ikisinin de engelli olması. Bu film bana, tanıdığım, kolları olmayan bir genç kadını hatırlattı. Kadın oturduğu yerde sürekli olarak kendisine eş olarak Down sendromlu bir genç adamı uygun gördüklerini ve “çünkü birbirinize çok benziyorsunuz” dediklerini anlatarak şikayet etmişti.
Ardından film Winter’ın protez bir kuyrukla yüzmeyi yeni baştan öğrenerek “engelini” aşma mücadelesi ile devam ediyor. Filmin reklamında Winter’ın hikayesinin “milyonlarca insan için cesaret, azim ve umudun sembolü olacağı” iddia ediliyor. Engelli kızıma verilen mesaj açık. Eğer bir yunus bunu başarabiliyorsa, sen de başarabilirsin. Ama benim kızımın bunu yapması mümkün değil ve bence bir deniz memelisiyle suya dalmanın fark yaratacağını düşünmek de bir hakarettir.
Birazcık ayaklarını çırparak yüzmenin bir zararı olmaz, hatta size kendinizi iyi bile hissetirebilir. Ama yunuslarla yüzmenin iyileştirici güçleri olduğu iddiası, kesinlikle ortadan kalkması gereken bir dolandırıcılıktır.
Dea Birkett
Çeviri: Ayşegül Seç
Kaynak: The Guardian