03.09.2014 – Japonya’nın Taiji kasabasındaki kıyı sularını her yıl kana boyayan büyük yunus avı sezonu geçtiğimiz günlerde başladı. İstanbul Bilgi Üniversitesi yüksek lisans mezunu Berivan Dural, yunus parklarına satılmak üzere binlerce yunusun ailelerinden koparıldığı bu kirli ticaret hakkında farkındalığı artırmak amacıyla bitirme projesi olarak çektiği “Onlar Aslında Gülümsemiyor” adlı belgeselini, Türkiye’de son yıllarda yunus parklarına karşı oluşan tepkilerin bir sembolü olarak Japonya Başkonsolosluğu’na gönderdi.
Japonya’nın Taiji kasabası açıklarında 45 yıldır yapılan, fakat son beş yıldır dünya kamuoyunun gündemine oturan yunus avı dün başladı. Geçtiğimiz yıl Japonya ile ABD arasında diplomatik krize neden olan ve her yıl dünya çapında Japan Dolphins Day (JDD) ve Operation Infinite Patience eylemleriyle boykot edilen bu insanlık dışı yunus avı, bu yıl yine Türkiye’den tepki çekmeye devam ediyor.
Yunuslara Özgürlük Platformu, Türk Deniz Araştırmaları Vakfı (TÜDAV) ve WWF Türkiye gibi sivil toplum kuruluşlarından görüş alarak yunus parklarının perde arkasını anlatan bir belgesel hazırlayan İstanbul Bilgi Üniversitesi Medya ve İletişim Sistemleri bölümü yüksek lisans mezunu Berivan Dural, YouTube’da yayınlanan (http://www.youtube.com/watch?v=-fYClJE0A2A) “Onlar Aslında Gülümsemiyor” adlı belgeselin bir kopyasını, kısa bir mektupla birlikte Türkiye’deki Japonya Başkonsolosluğu’na gönderdi.
“Çocuklarınızı, öğrencilerinizi yunus parklarına götürmeyin”
Dünyanın dört bir yanında yunus avına karşı duran binlerce insanın katliamın sonlanması için ülkelerindeki Japon büyükelçiliklerine e-posta ve telefon yoluyla ulaştığını, yıl boyunca geniş çaplı eylemler düzenlediğini hatırlatan Dural, Japonya’nın İstanbul Başkonsolosu Keiji Fukuda’yı göreve çağırdı. “Taiji’deki katliamın tek gerekçesi, yunus parklarına gösteri ve terapi yunusu temin etmek. Yani asıl kazanç kapısı, her birini 300 bin dolara satın almaya hazır olan yunus parkı işletmecileri” diyen Dural, sözlerini şöyle sürdürdü:
“İşletmecilerin müşteri kitlesi ise, bu hayvanların yunus parklarına nasıl ve nereden geldiklerini sorgulamadan yunus gösterilerine bilet alarak, yunuslarla yüzme ve terapi programlarına katılarak bu kıyıma dolaylı yoldan, bilmeden ortak olan kitleler. Ben de hazırladığım belgeselde kamuoyundan gizlenen gerçekleri ortaya çıkararak farkındalığı artırmak ve yunus parklarına gitmemeleri için insanlara bir kez daha çağrıda bulunmak istedim. Japonya Başkonsolosluğu’nun sesimizi duyuracağına ve harekete geçeceğine inanıyorum. Bize düşen görev ise, çocuklarımızı ve öğrencilerimizi bu tesislere götürmemek.”
“TBMM ticari çıkarları gözetmeden yunus parklarını kapatmalıdır”
Nesli Tükenmekte Olan Yabani Hayvan ve Bitki Türlerinin Uluslararası Ticaretine İlişkin Sözleşme (CITES) verilerine göre 2007 ve 2008 yıllarında Taiji’den canlı yakalanmış 24 yunusun Türkiye’deki yunus parklarında gösteri ve terapi amaçlı kullanılmak üzere ithal edildiğini belirten Yunuslara Özgürlük Platformu’ndan Öykü Yağcı, Cetabase verilerine göre, 1 Eylül 2013 – 20 Şubat 2014 tarihleri arasında altı farklı türden 1450 yunusun Taiji Koyu’na sürüldüğünü, 834’ünün aile bireylerinin çığlıkları arasında etleri için katledildiğini, 457’sinin ağır fiziksel ve psikolojik travmalı bir halde okyanusa geri bırakıldığını ve 158’inin de binlerce dolara yunus parklarına satılmak üzere canlı yakalandığını söyledi.
Bu yıl “1938 adet yunus öldürme kotasıyla” esaret endüstrisinin devam ettiğine dikkat çeken Yağcı, hayvan ticareti ve esaretinin sonlandırılması için mücadeleye devam edeceklerinin altını çizdi ve sözlerini şöyle sürdürdü:
“TBMM’de Ekim başında yeniden gündeme gelmesi düşünülen 5199 sayılı Hayvanları Koruma Kanunu’nda yapılacak yeni düzenlemelerde, milletvekilleri, kamuoyundaki bu ciddi tepkiyi ve Ric O’Barry önderliğindeki Dolphin Project tarafından kendilerine gönderilen mektubu dikkate almalıdır. Taiji’den ithal edilen en az 20 yunusu, diğer deniz memelileriyle birlikte tutsak eden bu deniz hapishanelerindeki tüm hayvanların yaşamlarını ve haklarını güvence altına alarak dokuz tesisin bir yılı aşmayacak şekilde acilen kapatılmasını sağlamalıdır. Yeni yönetmeliklerle belirli standart ve kriterlerin getirilmesi ve bazı parkların bu nedenle kapatılmaması, lüks bir esaretin desteklenmesi anlamına gelecektir. Daha kötüsü, TBMM’nin, hayvan ticaretini ekmek kapısı yapan ve yasadışı faaliyetleri belgelerle kanıtlanmış olan birkaç tüccarın ticari çıkarlarını gözettiğini düşündürecektir. Türkiye, sayısız hayvan hakları ihlallerine ve işkencelerine tanıklık ettiğimiz, her an ölümlerin ve kazaların yaşanabileceği bu tesislerin en kısa sürede kapatılması için uğraşmalıdır ve örnek bir adım atmalıdır.”
Siz ne yapabilirsiniz?
Konuyla ilgili daha fazla bilgi almak ve harekete geçmek isteyenler, www.yunuslaraozgurluk.com/the-cove-taijiden-yunus-parklarina adresindeki açıklamalarımızı okuyabilir, Facebook’taki Yunus Parkları Kapatılsın sayfamızı takip ederek eylemlerimize destek verebilirler.