Akdeniz’de ender görülen mink balinası Adana’da karaya vurdu

Atlantik ve Pasifik okyanuslarında yayılım gösteren ve Akdeniz’de nadir görüldüğü için “konuk” statüsünde bir tür olan mink balinası (Balaenoptera acutorostrata), 10 Nisan’da Adana’nın Yumurtalık sahilinde ölü olarak karaya vurdu.

Adana-Yumurtalık’taki Sahil Güvenlik Komutanlığı ve BIL-BOTAŞ yetkililerinin ulaştığı Türk Deniz Araştırmaları Vakfı (TÜDAV) ve İstanbul Üniversitesi (İ.Ü.) Su Ürünleri Fakültesi ekipleri, 3,5 metre boyunda ve 400 kg ağırlığındaki genç dişi balinayı İstanbul’a naklederek ölüm nedenini araştırmak üzere nekropsi çalışmalarına başladı.

Deniz biyoloğu, su ürünleri mühendisleri ve veteriner hekimlerden oluşan uzman ekibin yaptığı ilk incelemelere göre, balinanın beslenme sorunu nedeniyle açlıktan öldüğü tahmin ediliyor. Zayıflamış olduğu görülen balinanın üzerinde dış parazitler de bulundu.

Nekropsi öncesi morfolojik ölçümleri tamamlanan ve dokular ileri derecede bozulduğu için sadece sağlam dokularından örnekler alınabilen balina, daha sonra kemiklerinin müze materyali haline getirilmesi için toprağa gömüldü.

Türkiye’deki ikinci kayıt

Adana’da karaya vuran balinanın en dikkat çekici özelliği, Türkiye denizlerindeki ikinci mink balinası kaydı ve ele geçen ilk örnek olması. Kayıtlara geçen ilk mink balinası ise, sadece görüntü kaydı olan ve 2005 yılının Ağustos ayında Mersin’in Erdemli ilçesinde karaya vuran dört metrelik erkek birey. Daha önce Doğu Akdeniz’de sadece İsrail ve Yunanistan sularında ölü olarak karaya vurma vakaları gözlenmiştir.

Konuyla ilgili açıklama yapan Dr. Arda M. Tonay “Mink balinası, Adana-Yumurtalık sahilinde karaya vuran ilk balina türü değil. Bölgede daha önce de Uzun balina ölümleri görülmüştü. Bu da bu alanın özellikle araştırılması gereken bir bölge olduğunu gösteriyor. Balinanın ölü olarak karaya vurması üzücü olsa da, bu kıymetli örneğin kaybedilmeden ele geçirilmiş olması nispeten bizim için sevindirici. Türkiye çapında karaya vuran yunus ve balinaların TÜDAV ve İ.Ü. ekiplerine ivedilikle bildirilmesi, bu tür karaya vurma vakalarının tarafımızca kayıt altına alınması, Akdeniz, Ege ve Karadeniz’de görülen yunus ve balinalara yönelik etkili koruma politikalarının geliştirilmesi açısından son derece önemli. Türkiye kıyılarındaki vakalara anında müdahale etmek için Ulusal Karaya Vurma Ağımızı güçlendirmeli, gözlem ve karaya vurma kayıtlarında daha geniş bir coğrafyaya hâkim olmak için gönüllüleri eğitmeliyiz. Mink balinası gibi nadir görülen türlerin karaya vurma vakalarında ise, zaman kaybetmeden nekropsi çalışması yapılması önem kazanırken, canlı karaya vurma olaylarında da profesyonel kurtarma ekiplerinin acilen devreye girmesi ve hayvanların bakım ve tedavisini yürütmek için uygun deniz memelisi rehabilitasyon merkezlerinin kurulması hayati önem taşıyor” dedi.

İlgili Kişi: Arda Tonay – TÜDAV Başkan Yardımcısı

Mink balinası hakkında:

Atlantik ve Pasifik okyanusunda yaygın olarak görülen mink balinası, Akdeniz’e Cebelitarık Boğazı’ndan rastlantısal olarak girmektedir. Akdeniz’deki en eski kaydı 1771 yılında Adriyatik Denizi’nde olup, en ilginç kaydı 1880’de Gürcistan, yani Karadeniz kıyısındaki kaydıdır. Türün son 200 yılda tüm Akdeniz’deki toplam gözlem ve karaya vurma vaka kaydı ise 30 civarındadır.

Dişsiz Balinalar’dan olan mink balinası, okyanusların soğuk ve kutup kıyısal bölgelerinde yaşar. Daha çok planktonik kabuklular (krill) ve küçük sürü oluşturan balıklarla, ağzın iki tarafında bulunan fırça benzeri plaklar sayesinde suyu süzerek beslenir. Yetişkinlerde boy 9 metreye, ağırlık da 14 tona ulaşabilmektedir. Yavrular genellikle 2,5m civarında doğarlar. 90’lı yıllardan önce Antarktika’da yoğun mink balinası avcılığı yapılmıştır. Halen Japonya, Norveç ve İzlanda, bu balina türünü avlamaya devam etmektedir.

Dünya çapındaki balina karaya vurma olaylarında, doğal ölümlere ek olarak deniz altında yapılan askeri tatbikatlar, petrol arama-sondaj çalışmaları ve gemi çarpışmalarının olumsuz etkileri de gerekçe olarak gösterilmektedir.

Kaynak: TÜDAV – www.tudav.org