Antalya’nın Alanya ilçesinde Club Summer Garden adlı gece kulübündeki 3-4 metreküplük akvaryumda sergilenmek amacıyla hapsedilen köpekbalığı için nakil kararı çıktı.
PETA Almanya’nın girişimi, Yunuslara Özgürlük Platformu olarak yaptığımız çağrılar ve DHA’dan Mehmet Çınar’ın hayvan zulmünü haberleştirmesinin ardından, Tarım ve Orman Bakanlığı ile Club Summer Garden’a tepki mesajları yağdı.
Doğal yaşam ortamına dönebilecek mi?
26 Aralık Pazar günü Antalya İl Tarım ve Orman Müdürlüğü, Alanya İlçe Tarım ve Orman Müdürlüğü ile Alanya Orman İşletme Şefliği’nin denetimi sonucu köpekbalığının bulunduğu ortam gereği yüksek ses ve ışığa bağlı fiziksel ve psikolojik eziyet görmesi nedeniyle, işletme sahibi hakkında 5199 sayılı Hayvanları Koruma Kanunu’nun 14/a maddesinin ihlal edildiği kanaatiyle işlem yapılmasına karar verildiği ve hayvanın, yediemin olarak işletme sahibine bırakıldığı açıklandı.
İşletmeye bu kapsamda 1500 TL idari para cezası uygulandığı bildirildi.
Bakanlık kararınca köpekbalığının doğal yaşamına uygun bir ortama nakledilene kadar şu an kapalı olan işletmede kalmaya devam edeceği DHA tarafından bildirilirken, en kısa sürede işletme yetkililerinin hayvan için ya daha uygun bir yer ayarlaması ya da bakımını üstlenebilecek başka bir yere nakletmesi gerektiği ifade edildi.
PETA doğal yaşam alanına nakli için maddi destek teklifinde bulundu
Köpekbalığının özgür bırakılması için gece kulübü yetkililerine ilk etapta mektup gönderen, fakat cevap alamadıkları için imza kampanyası başlatan PETA, bakanlığın kısa sürede adım atmasını memnuniyetle karşıladı.
PETA Almanya’nın deniz canlıları konusunda uzman danışmanı olan deniz biyoloğu Dr. Tanja Breining, “PETA Almanya olarak bakanlığın talebi doğrultusunda gece kulübü yönetiminin köpekbalığını serbest bırakma ya da en azından biyolojik ihtiyaçlarına göre yaşayabileceği daha uygun bir köpek balığı koruma/rehabilitasyon alanına transfer etme kararından çok memnunuz,” dedi.
“Yunuslara Özgürlük Platformu’nun nezaketle desteklediği ‘Denizlerin Kralı’nın özgürleşmesine yönelik çağrımızın hak ettiği ivedilikle ele alındığını görmekten mutluluk duyuyoruz. Diğer gece kulüpleri ve işletmelerin bu örnek ve şefkatli adımı takip edeceğini umuyoruz.
Şimdi, doğal yaşam alanına bırakılabilecek durumda olup olmadığının tespiti için veteriner hekimler devreye girmeli ve hayvana sağlık kontrolü yapmalıdır.
Aynı zamanda hayvanın, doğal yaşam alanına veya köpekbalığı koruma alanlarından birine transferi için gereken masraflara katkıda bulunmayı teklif ediyoruz.
Köpekbalıkları ve diğer tüm deniz hayvanları okyanuslara aittir; kişisel eğlencemiz için onları kilitlemeye hakkımız yok.”
Hayvan zulmünü önlemeyen, caydırıcı olmayan göstermelik para cezaları
Yunuslara Özgürlük Platformu olarak bakanlık yetkililerinin, girişimlerimizin ve sosyal medyada hayvan esaretine karşı tepki gösteren binlerce kişinin çağrısının ardından müdahale etmesi ve köpekbalığının gece kulübünden çıkarılması kararını vermesi sevindirici.
Ancak mevcut sistemdeki çok çeşitli kritik sorunların bazılarına özellikle dikkat çekmek istiyoruz.
Öncelikle işletmeye kesilen para cezası son derece gülünç ve caydırıcılıktan çok uzak. Bu işletmeler bir gecede binlerce euro kazanırken 1500 TL’lik bir ceza, bu tür ticari mekanlar için hiçbir surette etkili değil. Benzer durumlarda hayvan esareti, tesis sorumlularının iyi niyetine ve inisiyatifine bırakılamayacak kadar önemli ve acil. Para cezasını ödedikten sonra çoğu zaman zulüm devam ediyor ve bu yaptırımlar da işlevsiz kalıyor.
Bu durum, bir kez daha gösteriyor ki, Türkiye’de hayvana yönelik zulüm ciddiye alınmıyor. Temmuz ayında AK Parti başka olmak üzere karşı Genel Kurul’da hayır oyu kullanmayan siyasi partiler tarafından tüm tepkilere rağmen yenilenen Hayvanları Koruma Kanunu, halen hayvana şiddete ve hayvan esaretine karşı caydırıcı cezalar öngörmüyor, hayvanları gerçek anlamda korumuyor.
Pet shop’lar ve hayvan hapishaneleri hala açık
Buna ek olarak, hayvan sömürüsünün AVM’lerden restoranlara ve gece kulüplerine kadar yaygınlaşmasına sebep olan, köpekbalıkları dahil sayısız deniz canlısının pek çok karasal ve denizel yabani hayvan ile birlikte satıldığı, hatta Tarım ve Orman Bakanlığı’nın pek çoğunda izinlere ve denetimlere dair yetkili olduğu pet shop’ların, tematik akvaryumların, yunus parklarının ve hayvanat bahçelerinin yeni yasal düzenlemeler ile yasaklanmaması ve kapatılmaması, sorunun kökenine inmeden, göstermelik ve yetersiz para cezalarıyla hayvan ticaretinin ve hayvan sömürüsünün sürmesine sebebiyet veriyor.
Köpekbalıkları ve pek çok balık türü korunmuyor
Soruna dair bir başka nokta da şu: Bakanlığın tür tespiti sonrası IUCN Kırmızı Listesi’ne baktığımızda, Akdeniz’in tropik sularında yaşayan türün küresel ölçekte “hassas” (vulnerable – VU) statüde olduğunu görüyoruz, yani neredeyse nesli tükenme üzere. Popülasyonunun ise “decreasing“, yani düşüşte olduğu belirtiliyor.
Köpekbalıklarının Türkiye sularında avlanmasına ve gece kulübündeki gibi pet shop satışları için yurtdışından ithalatına hala izin verilmesi, Tarım ve Orman Bakanlığı tarafından pek çok köpekbalığı türünün halen yasal düzeyde koruma altına alınmaması, bu anlamda ayrı bir sorun teşkil ediyor, başka bir tartışmayı da beraberinde getiriyor.
Ses çıkaran ve tepki gösteren herkese teşekkürler!
Umuyoruz ki, köpekbalığının doğal yaşam alanına veya yurtdışındaki köpekbalığı deniz koruma alanına uzmanlar eşliğinde sağlıklı bir şekilde nakli için PETA’nın maddi destek çağrısı karşılık bulur ve köpekbalığı özgürlüğüne kavuşur.
Biz de sürecin takipçisi olacağız ve hayvan hapishanelerinde esaret altında tutulan tüm hayvanlar için özgürlük mücadelemizi sürdüreceğiz.
Yunuslara Özgürlük Platformu olarak, PETA adına da, tepki gösteren, özgürlük mesajlarını bakanlığa ve gece kulübüne duyuran herkese çok teşekkür ediyoruz.