Kaş’taki dört gösteri yunusundan ikisi, 18 Haziran Pazartesi günü akşam saatlerinde apar topar bir sebze kamyonunun arkasına yüklenerek Bodrum-Güvercinlik’teki yunus parkına götürüldü.
Öğleden sonra başlayan çalışmalar gece 01.00’e kadar sürdü. Ancak yunusların taşınması sırasında 5199 sayılı Hayvanları Koruma Kanunu’na aykırı olarak ne bir veteriner/deniz memelisi uzmanı, ne de yetkili kamu kurumlarından görevli biri vardı.
Yaklaşık iki hafta önce Yunuslara Özgürlük Platformu, Kaş Sualtı Derneği, Kaş Çevre Platformu, Kaş Turizm Derneği ve İngiliz Dolphin Angels grubu, Kaş’ta yaşayan duyarlı vatandaşlarla birlikte Kaş’taki dört yunusun sağlık durumlarının kötüye gittiği endişesiyle bağımsız uzman veterinerler eşliğinde bir kurul oluşturulmasını ve yunusların sağlık taramasından geçmesini talep etmişti. 11 Haziran Pazartesi gönderilen 100’ü aşkın ıslak imzalı dilekçenin hemen sonrasında yunusların Bodrum’a taşınması Kaş’ta yaşayan vatandaşlar üzerinde şüphe uyandırdı.
Taşınma işlemlerini uzun süre izleyen Kaş Sualtı Derneği üyesi Altuğ Tosun ise, sarsıcı izlenimlerini şöyle aktardı:
“Yunus parkı yöneticileri taşıma operasyonunu gizlemek için ellerinden geleni yaptılar. Kamyonun etrafına güneşlikler açıldı, gece karanlığı beklendi, hiçbir ışık açılmadı.
Ilk yunusu kamyonun yanına getirdiklerinde bir flaş patlayınca hemen yanımıza gelip bizi engellemeye ve uzaklaştırmaya çalıştılar.
Oysa bizimle uğraşacaklarına yunusları taşımakla uğraşsalardı hayvanlar zarar görmezdi. Bizim tek istediğimiz yunusların durumunu öğrenmekti. Neden bu kadar gizli saklı yapıyorlar diye düşünmeden edemiyor insan.
Hava henüz aydınlıkken yunusları yüklemeye hazır hale getirdiler, 3-4 kişiyle yapmaya çalıştıkları bu operasyonda dalgıç kıyafetli bir kişiyi yunusun yanından çekerek kaçırdılar, platforma zor çıkarttılar adamı. Muhtemelen kuyruk darbesiyle yaralanmıştır. O sırada sakinleştirici ilaç da vermiş olmaları gerekir yunusa, yolculukta kendine zarar vermesin diye, ona rağmen kamyonun duvarlarına kuyruğunu çarpıp kurtulmaya çalışıyordu zavallı hayvan.
Ilk yunusu yüklemeleri sırasında yeterli adamları olmadığı, olanların bir bölümü de bizimle söz düellosuna girmeye çalıştığı için yunusu kamyona yüklemekte çok zorlandılar, iki-üç kere düşürdüler. Kuyruğunu önce sokmak istediler, yarı gövdesine kadar geldiklerinde kaldıramadılar, “sürüklemeyin, kaldırarak ilerletin” cümlesi ağızlarından eksik olmadı. Hayvanın zarar görmesini onlar da istemez tabii, ama yere akan kanlar ne yazık ki hayvanın yaralandığının göstergesi. Düşürdükleri yükseklik çok değil belki, ama hayvanın zarar görmesi için yeterli. Doğada vücudu üzerinde yatmak diye birşey olmayan bir hayvanı göğsünün üzerinde taşıdığınızda, taşıyamayıp karnının üzerine bıraktığınızda, çırpındığında taşıma sedyesinin bir ucunu elinizden kaçırıp hayvanı yana düşürdüğünüzde, karga tulumba kamyona sokmaya çalıştığınızda zarar görmemesi mümkün mü?
Taşıma sırasında birisinin elini ısırdı hayvan, can havliyle, ama yerdeki kanlar o yaradan akmış gibi gelmedi bana, her ne kadar öyle iddia etseler de. Kamyona yüklendikten sonra hayvan çırpındıkça sular aktı kamyondan, eli ısırılan kişi yanımızdayken arkasından kanlı sular geliyordu.
Uzman olduklarını iddia ediyor bu kişilerden bazıları, peki bu taşıma sırasında bir veteriner, hatta deniz memelisi uzmanı olması, o sakinleştirici ilacın onun kontrolünde verilmesi, taşıma işleminin konunun gerçek uzmanı olması gereken bakanlık görevlisi yönetiminde yapılması gerekmez mi? Senede kaç kere yunus taşınıyor ki bu taşıma olaylarında bu gibi insanlar hazır bulunamayacak kadar meşguller?
Büyük şemsiyelerin arkasında gizli gizli götürüldüklerini görmek ve karga tulumba, yangından mal kaçırır gibi sebze kamyonuna taşındığını izlemek çok sarsıcıydı. Kaş başta olmak üzere, Türkiye’deki tüm parkların kapatılması, yenilerinin açılmaması ve bu travmaların Altugbir kez daha yaşanmaması için kamuoyunu bilinçlendirmeye devam edeceğiz”
Konuyla ilgili gelişmeleri web sitemizden, Facebook sayfamızdan ve Twitter hesabımızdan paylaşmaya devam edeceğiz.