- Asia for Animals raporu: Sahte hayvan kurtarma videoları
- Araştırma sonuçları: Algoritmalar bile önerebiliyor
- Tıklama başına hayvana şiddet: Uyuşturulmuş hayvanlar
- Nesli tehlike altındaki türler de sömürülüyor
- Platform politikaları yetersiz
- Sahte hayvan kurtarma içeriklerini nasıl tespit edebiliriz?
- Son bir not: Hayvan içeren diğer videolar
- National Geographic incelemesi: Hayvana işkence ve sahte kurtarma videoları
- İşkence gören yılanlar
- Hayvan ticareti ve sömürüsü normalleştiriliyor
- Amaç tıklanma sayısı üzerinden para kazanmak
- Sorun çözümsüz bırakılıyor: YouTube LTF’nin destek talebini reddediyor
- Gerçek hayvan görüntüleri elde etmek yıllarınızı alır
- Sahte hayvan kurtarma videolarını nasıl ayırt edebiliriz?
- Sahte videolara karşı ne yapabiliriz?
- Bir başka sahtecilik türü: Birleştirilmiş ve çarpıtılmış içerikler
Son yıllarda sosyal medya platformlarında iyi hissettiren içerikler olarak sunulan, pek çok kişinin farkında olmadan beğendiği ve paylaştığı sahte hayvan kurtarma videolarının ardındaki hayvana şiddete dair gerçekleri çeşitli raporlar ve inceleme yazıları eşliğinde paylaşmak istiyoruz. Çünkü bu videolarda gördüğümüz sözde “kurtarıcılar” aslında hayvanlara zulmedenler ve hayvanları bizzat ölümün eşiğine getirenler.
Uyarı: Yazıdaki çeşitli ifadeler ile paylaşılan raporlardaki bilgi ve görseller, bazı kişiler için hassasiyet yaratabilir. Okuyucuların bilgisine ve dikkatine sunarız.
Kolaylıkla viral olup milyonlarca kişiye ulaşan bu videolarda hayvanlar, dramatik sosyal medya içerikleri için manipüle ediliyor ve kendilerine zarar verecek durumlara sokuluyor. Yaşadıkları stres ve travma kalıcı olabildiği gibi, fiziksel yaralanmalara ve hatta ölümlerine sebebiyet veriyor.
Sosyal medya platformları, sahte kurtarma içeriklerini tespit edip bunları platformlarından kaldırmak için daha fazla aksiyon almalı. Gerçek hayvan kurtarma organizasyonlarının çalışmalarını ise öne çıkarmalıdır.
Yıllardır bunun için mücadele eden hayvan hakları örgütlerinin çalışmaları ışığında; hayvanlara eziyete hizmet eden, kendi taklitçilerini yaratan, hayvanlar hakkında yanlış bilgiler yayan ve kitleleri aldatarak gelir elde etmeyi hedefleyen bu videoları nasıl ayırt edebileceğimizi ve şikayet için ne yapabileceğimizi bu yazıda derledik.
Bir kurtarma videosu sosyal medyada önünüze düştüğünde “‘beğen” ya da “paylaş” düğmelerine basmadan önce lütfen bir kez daha düşünün. Paylaşan hesapların güvenilirliğinden emin değilseniz, haber sayfalarından teyit edemediyseniz kimseye göndermeyin. Çünkü gördüğümüz hayvanların aslında “kurtarılmadığı”, aksine, kâr amacıyla işkenceye maruz bırakılmış oldukları ihtimali çok daha yüksek.
Asia for Animals raporu: Sahte hayvan kurtarma videoları
Yunuslara Özgürlük Platformu olarak üyesi olduğumuz Asia for Animals Coalition (AfA) Ekim 2024 tarihinde bir rapor yayımladı. Sosyal Medyada Hayvan Zulmü Koalisyonu (SMACC) tarafından hazırlanan rapor, sosyal medyada gittikçe yaygınlaşan tehlikeli bir “trend”e dikkat çekiyor: Sahte hayvan kurtarma videoları.
Hayvanların uyuşturulduğu, terk edildiği, canlı canlı gömüldüğü veya yırtıcı hayvanlar tarafından saldırıya uğratılıp en kritik anda bir insan tarafından “kurtarıldığı” sahte kurtarma videolarında yavru kediler, köpekler, maymunlar ve tehdit altındaki pek çok yabani hayvan, gerek sosyal medyaya yansıyan 15 ila 30 saniyelik kısa zaman diliminde, gerekse perde arkasında fiziksel ve psikolojik işkenceye maruz bırakılıyor.
Ekim 2024 tarihli rapora göre;
- Sahte hayvan kurtarma içeriğinin %52’si Meta platformlarında (Facebook ve Instagram) bulunurken, TikTok en fazla video izlenmesine sahip.
- İçerik üreticileri, hayvanları hayatlarını tehdit eden durumlardan kurtarma bahanesiyle üzerlerine veya çevrelerine kamera yerleştiriyor. Bu sahte kurtarmalar, milyonlarca izlenme elde ederek reklam geliri, paylaşımlar ve hatta doğrudan bağışlar aracılığıyla finansal kazanca dönüşüyor. İçerik üreticileri izleyicilerden bağış talep ediyor ve sosyal medya platformları da viral içeriklerden kazanç sağlıyor.
#SpotTheScam (#DolandırıcılığıTespitEt) etiketi ve sloganıyla kamuoyuyla paylaşılan “Dolandırıcılığı Tespit Et: Sahte Hayvan Kurtarmalarını Ortaya Çıkarmak” (Spot the Scam: Unmasking Fake Animal Rescues) başlıklı rapor (PDF-EN); izlenme, beğeni ve bağış almak için hayvanları kasıtlı olarak tehlikeye atan içerikleri ve içerik üreticilerini gözler önüne seriyor. Aynı zamanda sosyal medya şirketlerini hayvan sağlığı ve haklarını ön planda tutmaya, bu acımasız trende karşı harekete geçmeye çağırıyor. Rapor, sosyal medya kullanıcıları arasında da farkındalığı artırmayı hedefliyor.
AfA SMACC üyelerinden biri olan Animals Asia’dan Jill Robinson, “Hayvanların internette etkileşim alabilmek için kasıtlı olarak tehlikeye atıldığı sahte kurtarma videoları, özellikle kötü niyetli şahıslar tarafından uygulanan bir istismar ve aldatmaca yöntemi,” diyor.
Ne yazık ki, duyarlı birçok kişi farkında olmadan ve iyi niyetle bu videoları beğenip paylaşarak veya altına yorum yazarak, perde arkasında hayvan zulmü içeren bu sahte içeriklerin viral olmasına neden oluyor ve hayvana şiddet ile aldatıcı içerik sorununun büyümesine istemeden de katkıda bulunuyor.
SMACC, izleyicileri masumane görünen sahte kurtarma içeriklerini bildirmeye, bu tür içeriklerle etkileşime girmemeye ve bu videoları paylaşmamaya çağırıyor.
Araştırma sonuçları: Algoritmalar bile önerebiliyor
29 hayvan koruma kuruluşundan oluşan SMACC’ın yaptığı altı haftalık araştırmanın sonuçları şöyle:
- Facebook, Instagram, YouTube, TikTok ve X (Twitter) üzerinde 1022 sahte kurtarma videosu 572 milyonun üzerinde kez izlendi; TikTok en fazla izlenmeye sahip (278 milyonun üzerinde izlenme).
- İçeriğin yarısından fazlası (%52’si) Meta platformlarında (Facebook ve Instagram) bulunurken, kalan içerikler YouTube ve TikTok arasında neredeyse eşit olarak yer alıyordu (bu platformların her biri videoların yaklaşık %25’ini barındırıyordu).
- İçeriğin %22’si platformların algoritmaları tarafından önerildi. Bu durum, gerçeklerin farkında olmayan kullanıcıların bu içeriklerle etkileşimde bulunması için benzer zararlı video ve görselleri öne çıkardığı anlamına geliyor.
- Sahte kurtarma içerik üreticilerinin %21’i, hayvanları kurtarma bahanesiyle genellikle PayPal üzerinden olmak üzere izleyicilerden bağış talep etti.
Tıklama başına hayvana şiddet: Uyuşturulmuş hayvanlar
Yürekleri ısıtan sahneler yaratmak için özellikle kurgulanan sahte hayvan kurtarma videolarının karanlık yüzünü bilmeyenler için detaylandıralım: Sahte kurtarma içerikleri, hayvanların tehlikeli durumlar içinde gösterildiği videoları içeriyor. Bu içeriklerde genellikle sokaklara terk edilmiş, zifte bulanmış, canlı canlı gömülmüş, bir yerlere sıkışmış, yırtıcı hayvanlar tarafından saldırıya uğramış veya tıbbi müdahale ihtiyacı olan hayvanlar gösteriliyor. İçerik üreticisi, bu durumlardan hayvanları “kurtararak” videolarını hazırlıyor.
SMACC tarafından yapılan incelemeye göre; içeriğin üçte biri, hayvanların genellikle yol kenarlarında, çöp yığınlarında ya da çöp kutularında terk edilmiş olduğu durumları kapsıyor. Birçok video, yere düşüp hareket edemeyen ve yavrularının bağırarak onları emmeye çalıştığı anne kedileri gösteriyor.
Videoları inceleyen veteriner hekimler, izleyici üzerinde gereken etkiyi bırakmak için bu hayvanların uyuşturulmuş olabileceğini belirtiyor.
İçerikler kurtarmanın başarılı olduğunu gösterse de videoların öncesinde ve sonrasında hayvanların başına neler geldiği, nasıl bir ortamda tutuldukları ve içerik üreticisinin onlara nasıl davrandığı hakkında genellikle bilgi bulunmuyor.
Videoların %21’i, hayvanların sıkışmış veya tuzağa düşmüş olduğu durumları gösteriyor. Bu içeriklerde genellikle hayvan bir süre mücadele ettikten sonra “kurtarıcı” yardım etmeye geliyor. Videolardan birinde bir yavru köpeğin başı 60 saniye boyunca bir şişenin içine sıkışmış görünüyordu. Şişe ise köpeğin başına uyması için kesilmiş gibi görünüyordu. Şişe çıkarıldığında, köpek veteriner kliniğine götürülmüştü.
Bu videoyu inceleyen veteriner hekim şöyle diyor: “Video endişe verici. Veterinerin enjektörü yavru köpek için çok büyük. Enjeksiyonun nereye yapıldığı da belirsiz. Ayrıca köpeğin bir dakika veya daha fazla bir süre su şişesinde mücadele etmesinin gösterilmesi, içerik üreticilerinin gerçek bir kurtarma yerine dramatik içerik üretmeye odaklandığını düşündürüyor.”
Bazı içerik üreticileri ise hayvanları birbiriyle dövüştürüyor veya planlı bir şekilde karşı karşıya getiriyor. Bu videolarda genellikle yırtıcı kuşların veya büyük yılanların kedilere, köpeklere, keçilere ve hatta maymunlara saldırıp onları boğmaya, öldürmeye çalıştığı anlar gösteriliyor.
SMACC veritabanından faydalanarak yapılan bir başka araştırma, yırtıcı hayvanların pençesindeyken kurtarılan ama çoktan saldırıya uğratılmış hayvanların av-avcı etkileşimi bağlamında uzun süreli olumsuz fizyolojik ve psikolojik sorun yaşayabileceğini, stres kaynaklı davranışsal sorunlar yaşayabileceklerini vurguluyor. Videolarda saldıran hayvanların çoğunlukla “av” olması için bırakılan hayvanlar tarafından ısırıldığı, gagalandığı, tırmalandığı, yani zarar gördüğü görülüyor. Aynı zamanda “kurtarıcı” tarafından sopalarla veya demir çubuklarla sertçe itildiğine, dürtüldüğüne veya zor kullanarak uzaklaştırıldığına rastlanıyor.

Nesli tehlike altındaki türler de sömürülüyor
Sahte kurtarma içeriklerinde daha kolay bulunmaları ve kontrol edilmeleri sebebiyle daha çok yavru kediler, köpekler ve yavru maymunlar yaygın şekilde kullanılıyor. %42 gibi yüksek bir rakamla en çok kediler zulme maruz bırakılıyor. Primatlar, köpekler, yılanlar ve kaplumbağa türleri de bu videolarda en çok sömürülen hayvanlar listesinde.
Ancak SMACC, içerik üreticilerinin tehlike altındaki türleri de kullandığını ortaya koyuyor. Özellikle korunma altında olan beş primat türü birkaç farklı videoda tespit edildi. Bunlar arasında, genellikle Güneydoğu Asya’nın tropik ve subtropik bölgelerinde bulunan makak türleri görüldü (Long-tailed macaque ve Stumped-tail macaque).
Platform politikaları yetersiz
Medyada son yıllarda sahte kurtarma içerikleriyle ilgili geniş kapsamlı haberler yapıldı ve bazı sosyal medya şirketleri bu tür içeriklerin platformlarında yer almasını yasaklayan politikalar uygulamaya koydu.
YouTube Mart 2021’de “hayvan kurtarmanın sahte olduğu ve bir senaryo dahilinde hayvanı zararlı pozisyonlara sokan” içerikleri yasaklayan politikasını güncelledi. Meta 2023’ün başlarında, platformlarında sahte kurtarma içeriklerini yasaklayan yeni bir politika yayımladı. TikTok ise, sahte kurtarma içeriklerine karşı özel bir politikaya sahip olmasa da “hayvanları istismar etme” ve “sahte hayvan dövüşleri” içeriğini yasaklıyor. SMACC ile yapılan görüşmelerin ardından platform, 2024’ün başında kullanıcıları hayvan refahı konusunda eğiten yeni bir “Hayvan Refahı Güvenlik Merkezi“ni de yayımladı. Buna göre “yaralandığına dair kanıt olmasına rağmen hayvana uygun tıbbi bakımın verilmemesini” de hayvan zulmünün bir göstergesi olarak listeledi.
Ancak SMACC raporu, bu yöntemlerin sosyal medyada sık rastlanan sahte kurtarma içeriklerini ve çeşitliliğini yakalamada yetersiz kaldığını gösteriyor.
Sahte kurtarma videolarının giderek daha sofistike hale geldiğini belirten SMACC, içerik üreticilerinin her geçen gün kendilerini geliştirdiğini ve gerçek hayvan kurtarma hesaplarını taklit ettiğini belirtiyor. Bu nedenle sosyal medya platformlarının, politikalarını etkili ve uygulanabilir hale getirmek için uzmanlar ve veteriner hekimlerle işbirliği yapması gerektiğini vurguluyor.
SMAAC, sosyal medya platformlarına yeniden çağrı yaparak, hayvan zulmünün tüm şekillerine karşı etkili izleme ve önleme sistemleri uygulamalarını, bu tür zararlı içerikleri hızlı bir şekilde tespit edip kaldırmalarını talep ediyor. Ayrıca, bu tür içerikleri fark etmek ve aldatıcı içeriklerle mücadele etmek için toplumsal farkındalığın artırılmasının önemine dikkat çekiyor.
Sahte hayvan kurtarma içeriklerini nasıl tespit edebiliriz?
Sosyal medyada gördüğünüz sahte içerikleri ayırt etmek için nelere dikkat etmelisiniz?
Özgünlük, Gerçeklik ve İçerik kontrolü (ÖGİ) olarak adlandırabileceğimiz, İngilizcesi Authenticity, Reality Check, Creation (A.R.C.) olarak tanımlanan yöntemi kullanabilirsiniz.
- Özgünlük kontrolü: Bilginin ve içeriğin kaynağını mutlaka kontrol edin
- Gerçek bir hayvan kuruluşu ile ilişkili değilse,
- Sayfa/hesap, birden fazla sahte kurtarma videosuna veya benzeri içeriğe sahipse,
- “Kurtarma” sonrası hayvanlar takip edilmiyor ve hayvanlara ne olduğuna dair bilgi paylaşılmıyorsa,
- Kurtarma veya veteriner hekim uygulamaları profesyonel değilse,
- İnsan “kurtarıcı” her zaman aynı kişi ise, gördüğünüz içerik çok büyük ihtimalle sahte ve dolandırıcılık ile hayvana şiddet içeriyor.
- Gerçeklik kontrolü: Gerçekte ne olduğunu sorgulayın
- Rastgele bir karşılaşma olma olasılığı düşükse,
- Aynı hayvanlar birden fazla videoda yer alıyorsa, gördüğünüz içerik çok büyük ihtimalle sahte ve dolandırıcılık ile hayvana şiddet içeriyor.
- İçerik kontrolü: Video veya fotoğrafın nasıl oluşturulduğuna ve sunulduğuna dikkat edin
- İçerik üreticisi, hayvana yardım etmeyi özellikle geciktiriyorsa,
- Videolarda net bir düzenleme, kurgu ve birden fazla kamera açısı varsa, gördüğünüz içerik çok büyük ihtimalle sahte ve dolandırıcılık ile hayvana şiddet içeriyor.
Sahte kurtarma içeriklerini rapor edin ve lütfen bu tür içeriklerle etkileşime girmeyin, paylaşmayın.
Son bir not: Hayvan içeren diğer videolar
Hayvanlarla ilgili içerikler sosyal medyada oldukça popüler. Karşımıza çıkan (kurtarma videoları veya hayvanlarla etkileşim içeren) paylaşımlarda hayvanlara zarar veren ve vermeyenler arasındaki ayrımı ve sınırı kesin olarak bilmek bazen zor olabilir. Hayvanları strese sokmayan, onları anormal davranış ve tepkilere zorlamayan, doğal ortamlarında veya uzaktan kaydedilmiş içerikler elbette olacaktır. Asıl sorunumuz zulüm içerenler; komik ve eğlenceli gibi görünüp aslında ardında trajedi yatan içerikler.
Örneğin; çok sık gördüğümüz salatalıkla, maskeyle veya kostümlerle hayvanların korkutulduğu ya da yaban hayvanlarının doğal ortamları dışında evlerde hapis tutularak garip hareketler yaparken görüldüğü, yemek vermeyerek hayvanların tepkilerinin birer gösteri gibi sunulduğu videolar…
İzleyiciler; kasıtlı veya farkında olmadan oluşturulan bu tür videoları gördüklerinde, hayvanların gerçekte korktuğunu veya kendini savunmak için beklenmedik tepkiler verdiğini, strese maruz kaldığını ve acı çektiğini bilmeli. Hayvanlar, bu videoları istenilen şekilde çekmek ve kurgulamak için içeriği oluşturanlar tarafından tekrar tekrar aynı pozisyonlara sokulduğu için fiziksel ve psikolojik olarak zarar görebilir, stres faktörlerine gereksiz şekilde maruz kalabilir ve olumsuz alışkanlıklar edinebilir.
Yaban hayvanlarının evcil hayvan gibi gösterildiği videoların ise, pazar ve talep oluşturması sebebiyle esareti normalleştirdiğini ve yasal / yasadışı hayvan ithalatını desteklediğini unutmayalım.
Bir daha sosyal medyada herhangi bir hayvan içeriği gördüğünüzde, videonun çekilebilmesi için hayvana ne olduğuna veya yapıldığını kendinize sorun. Doğal olmayan davranışlar sergilemeye zorlanmışlar mı? Gerilim, endişe, üzüntü, korku ya da sıkıntı içinde görünmüyorlar mı? Gördüğünüz şeyin bağlamını tam olarak anlayamamış olabilir misiniz? Bu sorulara evet cevabını verirseniz, eğlence ile zulüm arasındaki sınır muhtemelen aşılmıştır.

National Geographic incelemesi: Hayvana işkence ve sahte kurtarma videoları
National Geographic, YouTube videolarında sık sık karşılaştığımız sahte hayvan kurtarma videolarının iç yüzünü paylaşan bir yazı hazırladı. Bu içerikler hayvana işkenceyi ve hayvan sömürüsünü tetiklediği ve yaygınlaştırdığı için son derece tehlikeli. YouTube her ne kadar sahte videolara karşı harekete geçtiğine dair söz vermiş olsa bile bu sahte hayvan kurtarma videoları halen yaygın olarak karşımıza çıkıyor ve viral olabiliyor.
Zoolojik Araştırma Müzesi Alexander Koenig’de herpetelog (sürüngen bilimi uzmanı) olarak görev yapan Mark Auliya, yılanların diğer hayvanlara doğal yollardan saldırmasını sorun etmiyor çünkü etoburların bir şekilde yemek yemesi gerektiğini belirtiyor. Ancak kendisini şoke eden bir videodan bahsederken görüşleri aynı değil.
Normalde kuşları ve küçük memelileri öldüren bir boğa pitonu, YouTube’da denk geldiği bir videoda bu kez bir gibonu sarmıştı. Gövdesini sıkıca sarmış olan yılandan korkup panikleyen primat, ölüm kalım mücadelesi verirken hayatta kalmaya çalışıyordu. Kısa süre sonra gibon hareket etmeyi bıraktı. Mavi bir futbol forması ve kot pantolon giymiş bir adam göründü. Aceleyle pitonu çözerek gibonu serbest bıraktı ve yılanı ekrandan dışarı taşıdı. Travma geçiren gibon başını elleriyle kapatarak korku içinde duruyordu.
“Bu videonun sahte hayvan kurtarma videosu olduğu o kadar belli ki! Ama insanlar buna inanıyor,” diyor.
Sözde “kurtarıcı”nın gibonu tam zamanında kurtarmaya geldiğini ima eden herpetelog, yılanların doğasına dair de bilgi veriyor. Auliya’ya göre pitonlar, avlarını yakalamak ve sıkıştırmak için önce onları ısırır. Ancak gibon videosunda böyle bir şey olmadı. Ayrıca pitonlar gece avlanan hayvanlardır. Ancak bu video ve buna benzer birçok video gündüz çekilmiş.
Auliya’ya göre, bu videolarda gerçek olan tek şey, hayvanların bu durumlara zorla sokulması ve onlara yaşatılan stresin bir sonucu olarak yaşadıkları korku ve travma.
İşkence gören yılanlar
Sürüngenlerin hissedebilirliği ve duygusal durumları üzerine bilimsel araştırmalar yapan herpetelog Neil D’Cruze, yılanların “endişe, sıkıntı, heyecan, korku, hayal kırıklığı, acı, stres ve ıstırap” hissettiklerini belirtiyor.
Videolarda yılanlar, genellikle daha küçük ve sevimli hayvanlara saldıran yırtıcılar olarak gösteriliyor. D’Cruze, yılanların insan temasına maruz bırakılmasının, diğer hayvanlarla ve insanlarla esaret altında tutulmasının yılanlar için son derece stresli olduğunu söylüyor. Yılanlar eğitilemediği için bu sahnelerin birden fazla kez çekilmesi gerekiyor. Bu da yılanların fiziksel sağlığı ve psikolojisi açısından olumsuz sonuçlar doğurabiliyor.
Auliya ise, piton-gibon videosunu incelediğinde aslında yılanın ne kadar kötü bir duruma sokulduğunu aktarıyor. “O hayvan, gibon kadar büyük bir hayvana karşı koymak için çok zayıftı,” diyor. Videoda aslında maymun çığlık attıktan sonra yılanı ısırıp kafasını yere vuruyor ve kaçmaya çalışıyor. Ancak farklı kamera açıları kullanılarak ve kurguda birleştirilen birden fazla çekim sayesinde, bu mücadele neredeyse fark edilemez hale getiriliyor.
“Hem yılanı hem de gibonu zorla bu duruma sokmanın hayvanlarda yarattığı stres gerçekten çok büyük,” diyor Auliya.
Bir başka videoda, kertenkeleye doğru ilerleyen bir yılanın burnunun üzerinde derin bir kanlı yara görülüyordu. Diğer bir videoda da, yılanın bir köpekle karşılaştığı iddia ediliyordu ve yılan neredeyse ölü gibiydi. Bu yılan sözde “kurtarıcı” tarafından çok kolay bir şekilde çözülüp çıkarıldı ve ardından hareketsiz bir şekilde öylece yerinde kaldı.
Auliya’ya göre, “Canlı bir piton böyle yatmaz.” Aksine, hemen avına yine saldırırdı. Bu videolardaki yılanların genellikle burunlarındaki pullar zarar görmüş oluyor. Bu da genellikle, esaret altında tutuldukları kafeslerin tellerine stresli ve takıntılı bir şekilde burunlarını sürtmelerinden ve vurmalarından kaynaklanıyor.
Hayvan ticareti ve sömürüsü normalleştiriliyor
Hayvan hakları grupları, birkaç yıl önce YouTube’da sahte hayvan kurtarma videolarının çoğalmaya başladığını fark etti. Bu videoların çoğunda ya bir kartal yılana, ya bir timsah ördeğe ya da bir yılan kedi, köpek veya kertenkeleye saldırıyor. Her ne durumda olursa olsun sözde “kurtarıcılar” ya hayvanların çığlıklarını duyup katliamı önlüyor ya da tesadüfen olay yerine gelip öldürme girişimlerini engelliyor.
Avustralya’daki Adelaide Üniversitesi’nde görev yapan yaban hayvan veteriner hekimi ve One Health uzmanı Anne-Lise Chaber’e göre;
- Sahte hayvan kurtarma videolarının yapılışı sırasında hayvanlar yoğun strese maruz bırakılıyor ve çoğu içeriğin arka planında yaralanma ve ölüm vakaları meydana geliyor.
- Bu videolar, türler hakkında doğru olmayan bilgilerin yayılmasına ve hayvanlar hakkında yanlış kanı edinilmesine de sebep oluyor.
- Bu tür sahte kurtarma içerikleri “taklitçiler” yaratıp hayvana yönelik zulmün artmasına ve farklı türlere yayılmasına sebep oluyor.
YouTube’un “egzotik evcil hayvan” ticaretini ve insanlarla yaban hayvanları arasındaki etkileşimleri nasıl normalleştirdiğini inceleyen Chaber, doğal yaşam alanlarında hayvanların insan müdahalesi olmadan avlanmasının doğal olduğunu belirterek, sahte kurtarma videolarının izleyicileri hayvanların doğal davranışları hakkında yanılttığını ve yılanlar veya yırtıcı kuşlar gibi avcı türleri canavarlaştırdığını vurguluyor.
Avustralya Macquarie Üniversitesi’nde koruma biyoloğu olarak görev yapan ve Uluslararası Doğa Koruma Birliği’nin (IUCN) sürüngen uzmanı grubunun bir üyesi olan Daniel Natusch’a göre bu tür içerikler, “halkın dikkatini, hayvan hakları ve refahını ilgilendiren gerçek sorunlardan uzaklaştırıyor”. Videolardaki ‘İlkel adam yılanı kurtarıyor’ gibi başlıklar da “ırk, etnisite temelli hoşgörüsüzlüğü ve yanlış anlamaları’ pekiştiriyor.”
Amaç tıklanma sayısı üzerinden para kazanmak
Peki, insanlar neden esaret altındaki hayvanları tehlikeli veya zararlı durumlara sokuyor?
Cevabı basit: Mümkün olan en fazla tıklamayı almak ve para kazanmak için.
Sosyal medya platformu istatistiklerini izleyen Social Blade şirketinin CEO’su Jason Urgo, “Bir kişi, sosyal medyada milyonlarca tıklama alan birşey paylaşarak potansiyel olarak binlerce dolar kazanabilir,” diyor. Herkes bir YouTube kanalı açabilir ve video yükleyebilir. Ancak, Google’a ait platformun reklam paylaşım programlarından kâr elde etmeye başlamak için kanal sahiplerinin bin aboneye ve son 12 ayda 4 bin saat izlenmeye ihtiyacı var.
2005’te ilk YouTube videosu yüklendiğinden beri platform hızlı bir şekilde büyüdü. Bununla birlikte, kamu yararına zarar verdiği düşünülen içeriklerin engellenmesi konusunda yeterince önlem almadığı eleştirisi de arttı. Bunlar arasında dolandırıcılık, komplo teorileri, nefret söylemi ve hayvan zulmü gibi sorunlar yer alıyor.
Topluluk kuralları, “izleyicileri şok etmek veya tiksindirmek amacıyla şiddetli veya kanlı içerik” yayınlamayı yasaklıyor. Şirket, platforma her dakika yüklenen 500 saatlik videoyu denetlemek için 10 bin kişiyi işe aldığını ve “makine öğrenmesi” (machine learning – ML) tekniğinden yararlandığını söylüyor. YouTube, 2021’in Ocak-Mart döneminde topluluk kurallarını ihlal eden dokuz milyondan fazla video kaldırıldığını bildirdi.
Ancak The Washington Post’a demeç veren eski ve yeni denetçiler, inceleme sürecinin son derece yavaş işlediğini, zahmetli ve tutarsız olduğunu söylüyor. YouTube süreçleri hızlandırmak için, kamu kurumları ve STK gibi oluşumların moderasyona yardımcı olabileceği Trusted Flagger programını geliştirdi. YouTube’un yazılı politikasına göre, bu programa dahil olup sürece yardımcı olanlar videoları kaldıramaz ama işaretledikleri içeriklerin “YouTube ekipleri tarafından daha hızlı incelenmesine” katkıda bulunurlar.

Sorun çözümsüz bırakılıyor: YouTube LTF’nin destek talebini reddediyor
ABD Los Angeles merkezli hayvan hakları örgütü Lady Freethinker’ın 2020 yılında YouTube’da yaptığı üç aylık araştırma, “köpek dövüşü, horoz dövüşü ve maymuna işkence” gibi yaygın anahtar kelimeler kullanarak başladı. YouTube’un algoritması kısa süre sonra araştırmacılara benzer içerikler önerdi. Animals Asia’nın SMACC çalışma grubuna üye olan LTF ekibi bu süreçte, hayvanların bilinçli şekilde işkenceye maruz bırakıldığı ve zarar gördüğü 2 binden fazla video tespit etti. Bunlar arasında, toplamda 40 milyondan fazla görüntülenmeye ulaşan sahte hayvan kurtarma videoları da vardı.
Jackel, “Araştırmamız hakkında yazan The Guardian ve diğer medya kuruluşlarının muhabirleri, sorunlu videoların URL’lerini YouTube’a gönderdiğinde hepsi kaldırıldı ama her zaman böyle olmuyor,” diyor.
YouTube Mart 2021’de, sahte hayvan kurtarma videolarını yasaklayacağını duyurdu. Ancak LTF’nin incelemelerine göre, o zamandan bu yana yüzlerce yeni video yayımlandı ve yüzlercesi de hâlâ platformdan silinmiş değil.
LTF kurucusu ve başkanı Nina Jackel, “11 Mayıs 2021’de, YouTube’un bildirim sistemini kullanılarak her biri farklı bir kanalda yer alan 10 adet sahte hayvan kurtarma videosunu platforma bildirdik. Bu 10 video, Haziran ortasında hala erişilebilir durumdaydı,” diyor.
Jackel, sömürülen hayvanların ciddi şekilde yaralandığı ve öldüğü gerçeğinin, bu videolarda gösterilmediğini söylüyor.
Lady Freethinker ayrıca Nisan 2021’de YouTube’un Trusted Flagger programına katılmak için başvuruda bulundu. Ancak birkaç gün sonra YouTube’dan yanıt geldi: “Şu anda kuruluşunuzun çalışma alanlarıyla ilgili uzmanlaşmış kişileri aktif olarak programa kabul etmiyoruz.”
YouTube ise bu yanıta ilişkin kendilerine yöneltilen sorulara yanıt vermedi ve National Geographic’in röportaj taleplerini reddetti. Şirket, yaptıkları başka bir açıklamada, “Sürekli olarak politikalarımızı gözden geçiren ve güncelleyen özel bir politika ekibimiz var ve bunları güncel tutuyoruz,” dedi.
Örneğin; pitonu ve gibonu gösteren sahte kurtarma videosunun bulunduğu kanal, 83 bin abonesiyle Mayıs ayında dokuz şüpheli “kurtarma” videosu yayımladı. Bir başka kanalın Mart 2020’de yayımladığı ve “gerçek bir kavga” olduğunu iddia ettiği bir domuz ve piton videosu, yayımlandığından bu yana altı milyon tıklama aldı; bunun neredeyse bir milyonu sadece Mayıs ayında oldu.
YouTube, National Geographic’in şirketle röportaj talep etmesi üzerine Haziran ayında bu kanalları devre dışı bıraktı ve şüpheli kurtarma videolarının bulunduğu bir listeyi paylaştı.
Videolar yüksek sayıda izlenme alabiliyor ama yorum sayısı genellikle daha düşük. Domuz-piton kavgası videosunun altına bir izleyici “Çok cesaret isteyen bir iş” diye yorum yazmış. Beğeni sayısı 27 bin iken beğenmeme sayısı 4 bin ile sınırlı kalmış. Bir başka yorumda da altı kalp ve öpücük emojisiyle birlikte “Harika” yazılmıştı.
National Geographic, kanal isimlerini veya videolara bağlantı vermemeyi tercih ediyor çünkü trafiği bu videolara yönlendirmek ve etkileşimi artırmak istemiyor.
Aradan geçen üç yıl içinde benzer videoların azaldığına dair kanıt ne yazık ki yok. Nitekim 2021’de hayvanların işkence, acı çekme ve sömürüsünü gösteren kurgulanmış videoların dağıtılmasına izin verdiği için YouTube’a dava açan ve 2024’te Meta genel merkezi önünde eylem düzenleyen LTF, Ekim 2024’te yayımlanan SMACC raporunda sahte hayvan kurtarma videosu olduğu anlaşılan 1022 videonun 417’sinin tespit edilmesine katkıda bulundu. İnternette bu tür sahte kurtarma içerikleri binlere ulaşan sayılarla varlığını sürdürüyor.

Gerçek hayvan görüntüleri elde etmek yıllarınızı alır
Animal Welfare Institute’ta görev yapan biyolog DJ Schubert, “Yaban hayat fotoğrafçısı ya da belgesel yapımcısıysanız, bir türün doğal yaşam ortamındaki hikayesini etik bir şekilde anlatacak görüntüleri elde etmeniz genellikle saatlerinizi, günlerinizi, aylarınızı, hatta yıllarınızı alır,” diyor.
National Geographic fotoğrafçısı ve yaban hayat belgesel yapımcısı Brent Stirton da, gerçek hayvan karşılaşmalarını ve kavgalarını kaydetmenin son derecede zor olduğunu söylüyor: “Eğer evcil hayvanınızı Florida Everglades’ine götürüp timsahların yaşadığı bölgelerde yürüyüş yapmıyorsanız ya da evcil hayvanınızı kasıtlı olarak bir pitonun altına sokmuyorsanız, bu çok nadir olur,” diyor.
ABD Illinois’deki Knox College’da emekli psikoloji profesörü olan Tim Kasser ise, tüketimci kapitalizm üzerine çalışmış biri olarak, bu videoların iki tür izleyiciye hitap ettiğini söylüyor: Biri, sevimli hayvanların kurtarıldığı kalp ısıtan sahnelere ilgi duyan kişiler, diğeri ise hayvanların kavga ettiğini veya zorluk yaşadığını görmekten keyif alanlar kişiler.
Sahte hayvan kurtarma videolarını nasıl ayırt edebiliriz?
Yaban hayat veteriner hekimlerine ve hayvan davranışı uzmanlarına göre,
- Öncelikle algoritmaların ve işleyişin bilincinde olmak gerekiyor: İzlediğiniz her videoda YouTube da sizi izliyor. Yani platformun algoritmaları tercihlerinizi ve beğenilerinizi kaydediyor. “Bu yazıyı hazırlarken bir hayvan videosu izlediğimde, YouTube bana hemen başka bir benzer video önerdi ve arada büyük şirketlerin reklamları gösterildi (National Geographic bu URL’leri YouTube’a bildirdikten sonra, bu reklamlara sahip olan kanallar devre dışı bırakıldı).”
- Ardından içeriklerin nasıl çekildiğine ve sunulduğuna dikkat etmek gerekiyor: Sahte kurtarma videoları formüle edilmiştir; farklı kamera açıları vardır ve bunlar kurguda birleştirilmiştir. Belgesel tarzını taklit etmek için uzun bir girişe sahip olabilirler ve genellikle yaklaşık beş dakika uzunluğundadır. Saldırgan bir hayvan ile örneğin etrafı bitki örtüsüyle çevrili bir çamur çukurunda sıkışmış bir mağdur gösterilir. Hayvanların ölüm kalım mücadelesi, genellikle dramatik etkiyi artırmak için enstrümantal veya elektronik müzikle desteklenir. Bir insan “kurtarıcının” yaklaşması ve hayvanlardan mağdur olanı kurtarmasıyla video sona erer.
- Bazı hayvanlarda mücadele sahnelerinden önce belirgin yaralar görülebilir. Bu da onların tekrar tekrar çekimler için kullanıldığına, aynı stresli durumlara defalarca maruz bırakıldığını gösterir. Yırtıcı kuşlar hasta görünebilir ve uçmalarını engellemek için kanatları kesilmiş olabilir. Bu da onların esaret altında tutulduklarının bir kanıtıdır.
- Eğer yaban hayvanları insan müdahalesinden veya temasından kaçmaya çalışmıyorsa veya videonun çekildiği sahneler hayvanların normalde görülmeyeceği alanlarda çekilmişse (örneğin Yağmur Ormanları’nda yaşayan bir türün kurak, açık bir alanda çekilmesi gibi), o içerikte birşeyler yanlış demektir.
Sahte videolara karşı ne yapabiliriz?
Jackel, sorunlu videoları ilgili platformlara bildirmenin (rapor etmenin) sorumluluğunun izleyicilere düşmemesi gerektiğini söylüyor: “YouTube ve diğer platformlar, hayvan zulmünü teşvik eden tüm içeriklerin kaldırıldığından emin olmalıdır; bu onların yükümlülükleri arasındadır.”
Yine de izleyicilerin, sahte ve hayvana şiddet içeren videoları YouTube’a ve ilgili platformlara bildirmeleri gerektiğini ve bu videoları katiyen paylaşmamaları gerektiğini belirtiyor. Bir videoyu bildirmek için, kullanıcıların videonun sağ alt köşesindeki üç noktaya tıklayarak “bildir” (report) butonuna tıklamaları, “şiddet içeren veya rahatsız edici içerik” (violent or repulsive content) seçeneğini işaretlemeleri ve “hayvan istismarı” (animal abuse) seçeneğini işaretlemeleri gerekiyor.
Reklam verenlere baskı yapmak da yardımcı olabilir, diyor Jackel ve diğerleri. Örneğin; Wall Street Journal 2017 yılında nefret söylemi teşvik eden YouTube’daki bazı videolarda PepsiCo, Walmart ve Starbucks gibi büyük markaların reklamlarının gösterildiğini ortaya çıkarmasının ardından, bu şirketler YouTube’dan reklamlarını geri çekmişti. Boykotlar, YouTube’un politika değişimine gideceğini açıklamasını sağladı ve platform 2019’da, nefret söylemi ve taciz politikalarını güncelleyerek bir grubun diğerlerine üstün olduğunu iddia eden videoları yasakladı.
Schubert, “Sorunlu içerikleri denetlemek YouTube için muhtemelen ‘sonsuz bir savaş’ olacaktır,” diyor. Ancak yine de sosyal medya şirketlerinin, kendi yönergelerini uygulamak için algoritmalar geliştirme ve hayvan istismarı videolarını izleyip hızlıca kaldıracak kadar insan istihdam etme sorumluluğu olduğuna dikkat çekiyor.
Sosyal medya platformları yanlış haberlere ve dezenformasyona karşı “uyarı bildirimleri” adı verilen yöntemi zaman zaman kullansa da, Jackel’a göre bu taktik her zaman işe yaramıyor. Çünkü bu tür uyarılar, videoları izlemek için daha fazla merak uyandırarak insanları etkileşim ve paylaşıma daha fazla teşvik edebilir. Ayrıca bu tür bildirimler, videolarda hayvanlara zulmedildiğini belirtmek yerine yalnızca videoların aldatıcı olduklarını söylüyor; yani gerçek sorunu yeterince vurgulamıyor.
“Ne şekilde etiketlenirse etiketlensin en acil mesele hayvanlara yönelik şiddettir. Bu içerikler asla ‘eğlence’ olarak kabul edilmemelidir. Sosyal medya platformlarının odak noktası, bu tür videoların hemen kaldırılması olmalıdır. Hayvan zulmünü teşvik eden videoların YouTube’da ve internette yeri yoktur.”
Wildlife Watch,; National Geographic Society ve National Geographic Partners (NGP) üyelerinden oluşan, hayvana yönelik suçlar ve hayvan istismarı üzerine odaklanan bir araştırmacı gazetecilik projesidir. Geri bildirimleriniz ve içerik konusunda önerileriniz olması halinde NGP.WildlifeWatch@natgeo.com adresine gönderebilirsiniz. Daha fazla bilgi için natgeo.com/impact adresini ziyaret edin.
Bir başka sahtecilik türü: Birleştirilmiş ve çarpıtılmış içerikler
Unutmayın: Orka saldırılarından kaçarken yavrusunu bulmaya çalıştığı iddia edilen su samurunun kurtarılıp (sözde) yavrusuyla bir araya getirilmesi de, kaya midyelerinin (sözde) istilasına uğradığı iddia edilen balinanın insanlar tarafından “temizlenmesi” de gerçek veya doğru değil. “İyi hissettiren” bu tür videoların çok büyük bir kısmı zararsız görünse de, hem hayvanlara hem de insanlara ciddi anlamda zarar veriyor.
Yaban hayvanlarıyla etkileşime girmeyi teşvik ederek bunun doğal olduğu yanılsamasını pekiştirmenin yanı sıra karşılıklı bulaşıcı hastalık, yaralanma ve ölüm risklerini de beraberinde getiriyor. Hayvanlarla birlikte insanların duygularını da sömüren bu içerikler ve içerik yöneticileri, insanları bilinçli olarak yanıltıyor, aldatıyor. Doğru bilgiye ulaşmanın önünde büyük bir engel oluşturan sahte içerikler, gerçeklere şüpheyle yaklaşılmasına neden oluyor.
Buna izin vermeyin. Şüphe uyandıran, gerçek olamayacak kadar iyi veya ilginç olan görüntü ve bilgileri sorgulayın, teyit etmeye çalışın. Arama motorlarında farklı kaynaklardan ve mümkünse farklı dillerde hazırlanmış (bilimsel) yayınlardan ve haber sitelerinden araştırın.
Yapay zeka (artificial intelligence – AI) ile hazırlanmış sahte video ve görseller ise bir başka yazının konusu olacak.
–
Kaynaklar: National Geographic, Animals Asia, Lady Freethinker
Kapak fotoğrafı: SMACC Koalisyonu
Derleme ve düzenleme: Yunuslara Özgürlük Platformu