- 2024 yerel seçimleri ve eylemlere çağrı
- İstanbul Kadıköy eylemi 24.12.2023
- İstanbul Sarıyer eylemi 07.01.2024
- İstanbul Beşiktaş eylemi 21.01.2024
- İstanbul Üsküdar eylemi 28.01.2024
- Ankara Çankaya eylemi 17.02.2024
- Antalya Alanya eylemi 18.02.2024
- İstanbul Beykoz eylemi 18.02.2024
- İstanbul Bakırköy eylemi 03.03.2024
- Giresun Bulancak eylemi 17.03.2024
- İstanbul Beyazıt eylemi 8 Mayıs 2024
- Duruşmalara katılım ve davalara destek
- Video: Hayvan Hakları Yasası istiyoruz!
- Açık çağrı: Sokakta yaşayan hayvanlar ve hakları için harekete geçme vakti
- Animal rights group denounces ‘hate speech’ against stray animals
- Animal rights groups: ‘The ‘stray’ ones are not the dogs, but the leaders’
- Open call for the rights of animals living in streets in Turkey
- Sokaktayım Yanındayım yaşam nöbetleri
- Siz ne yapabilirsiniz?
- Basın Açıklaması: Sokaktayım Yanındayım Yaşam Nöbeti 1. Gün
- Müzisyen Alaz Pesen’den “Sokaktayım Yanındayım” bestesi ve desteği
- 7’den 70’e yurttaşların katılımı ve desteği
- Mahalle Sakini video serisi
- Barınak ve Toplama Gerçekleri video serisi
- Uluslararası STK Lady Freethinker’dan Erdoğan ve Anayasa Mahkemesi’ne mektup ile imza kampanyası
- Ankara Kuğulu Park nöbetlerine destek ve yol kesme eylemi
- TBMM’de polis şiddeti ve demokrasi mücadelesi
2024 yerel seçimleri ve eylemlere çağrı
Eşit, adil, yaşanabilir bir dünya için bir araya gelen Yaşam İçin Yasa İnisiyatifi ve hayvan hakları savunucuları olarak, 2024 yerel seçimleri öncesinde İstanbul ve Türkiye’nin farklı ilçelerinde hayvanlar için tek ses olduğumuz eylemlerimize devam ediyoruz.
Kadıköy, Sarıyer, Beşiktaş, Üsküdar ve Beykoz gibi İstanbul’un pek çok ilçesinde, yerel seçimler öncesinde siyasiler tarafından yeniden hedef tahtasına konularak canavarlaştırılan, resmi seçim propagandası haline getirilen ve yaşam hakları yok sayılan sokak hayvanları için sesimizi yükseltiyoruz.

Bileşenlerimiz ile birlikte Yaşam İçin Yasa İnisiyatifi olarak Aralık 2023 ve Ocak 2024’ten bu yana sürdüğümüz eylemlerin yanı sıra, son dönemlerde 2021’de yapılan yasal güncellemelere rağmen halen adaletsizlik ve cezasızlıkla sonuçlanan hayvan cinayetlerine ve yasadışı şekilde inşa edilen hayvan toplam merkezlerine karşı yerel ve merkezi yönetimlere seslenen hayvan hakları eylemleri de her geçen gün İzmir’den Antakya’ya kadar Türkiye’nin dört bir yanında yayılıyor.
Bu eylemlerle amacımız; yerelde örgütlenmeyi harekete geçirerek Türkiye’nin her ilinde, ilçesinde yaşam savunucularının benzer eylemler yaparak hayvanların sesi olmasını ve belediye başkan adaylarıyla örgütlü bir şekilde hayvanların lehine görüşmeler yapmalarını ve 5199 sayılı Hayvanları Koruma Kanunu 6. maddesine dokunulmamasını sağlamak.
Aynı zamanda belediyeler ve şahıslardan tarafından katledilmelerine rağmen adaletten mahrum bırakılan tüm hayvan dostlarımızın yaşam haklarını savunarak yasal süreçlere destek vermek ve Hayvan Hakları Yasası çıkana kadar, hayvan hakları Anayasa’ya taşınana kadar mücadelemizi büyütmek.
Eylemlerimizle; halihazırda yürürlükte olan 5199 sayılı Hayvanları Koruma Kanunu’nun 6. maddesini ihlal ederek yasadışı söylemler geliştiren, sokakta yaşayan dostlarımızın kitleler halinde toplatılıp öldürülmesini ve/veya ömür boyu hapsedilmesini seçim vaadi olarak sunan siyasilere hep birlikte sesleniyoruz. 2004’ten bu yana yasal yükümlülüklerini yerine getirmeyen belediyeler ile ilgili bakanlıklara görevlerini hatırlatacak, sokaklarımızı bugünün ve geleceğin katilleri ile dolduran “asıl suçluları” ifşa ediyoruz.
Artık nefret kültürüyle beslenen ve insanı hayvana düşmanlaştıran rant peşindeki siyasilere oy vermeyeceğimizi haykırıyor, barış odaklı ve hak temelli çözümler üreterek bütüncül toplumsal adalet için çabalayan, doğaya ve yaşam hakkına duyarlı adaylar görmek istediğimizi yüksek sesle dile getiriyoruz.
Yerel seçimlerden önce bir kez daha katliam ve tecrit riskiyle karşı karşıya olan, tıpkı bizim gibi birer kent sakini olan sokak hayvanlarının sesini daha geniş kitlelere duyurabilmemiz ve yetkililere ulaştırabilmemiz için sizin desteğinizi ve eylemlerimize katılımınızı bekliyoruz.
Ayrıca bulunduğunuz il ve ilçede eylem düzenlemek istemeniz halinde sosyal medya hesaplarımızdan veya yasamicinyasa@gmail.com email adresimizden bize ulaşırsanız, organizasyon ile ilgili her türlü desteği elimizden geldiğince vermeye hazırız.
Dayanışmayla,
Yaşam İçin Yasa İnisiyatifi
İstanbul Kadıköy eylemi 24.12.2023
İstanbul Sarıyer eylemi 07.01.2024
İstanbul Beşiktaş eylemi 21.01.2024
İstanbul Üsküdar eylemi 28.01.2024
Çağrı | Yeşil Gazete duyuru | Basın açıklaması | Gönüllülerin seslenişi | DHA haber | Bianet haber
Ankara Çankaya eylemi 17.02.2024
Antalya Alanya eylemi 18.02.2024

İstanbul Beykoz eylemi 18.02.2024

İstanbul Bakırköy eylemi 03.03.2024

Giresun Bulancak eylemi 17.03.2024
Olay yeri inceleme | Hukuki süreç bilgilendirme | Suç duyurusu | Basın açıklaması

İstanbul Beyazıt eylemi 8 Mayıs 2024
Duruşmalara katılım ve davalara destek
İbrahim Keloğlan, Fatih Öztürk, Murat Özdemir, Ömer Faruk Baki ve daha nice hayvan katiline yatarı olan hapis cezaları verilmesi, göstermelik cezalar sebebiyle hayvanları korumayan 5199 sayılı kanunun hayvanlar lehine değişmesi için duruşmalara katılıyor, hayvan hakları avukatları ve savunucuları ile beraber hayvanlara uygulanan sistematik şiddete karşı sesimizi yükseltmeye devam ediyoruz.
Video: Hayvan Hakları Yasası istiyoruz!
11.03.2024
Mecliste, sokaktaki hayvanları toplu ölüme gönderecek bir tasarı hazırlandığını biliyor musunuz?
Biz hak savunucuları olarak, belediyeler eliyle yapılan katliamlara göz yuman kurumlara, süregelen cezasızlık sisteminden cesaret alan hayvan katillerine ve bu katilleri serbest bırakan adaletsizliğe karşı isyandayız!
Kömür, Pamuk, Şila, Eros, Umutcan, Dayı, Mutlu ve daha nicesi öldürüldü, tecavüze uğradı, türlü şekillerde işkence gördü. Failleri ise bunca yıldır hayvan düşmanları, belediyeler, Tarım ve Orman Bakanlığı, iktidar ve küçük ortakları oldu. Hiçbiri hak ettikleri şekilde yargılanmadı, ceza almadı.
- Adaletsizlik sebebiyle yıllardır yatarı olmayan hapis ve para cezalarıyla aramıza salınan hayvan katilleri…
- Sokakta yaşam mücadelesi veren dostlarımızı ömür boyu hapse ve kitlesel katliama mahkûm etmek isteyen siyasiler, bakanlıklar…
Bir kez daha görüyoruz ki, 5199 sayılı kanun hayvanları korumuyor.
Bu yüzden, isimli-isimsiz tüm hayvanların hakları için, yerel seçimlerden önce “Katliam vadeden adaylara oy yok” demek için yurdun dört bir yanında eylemdeyiz.
Düzeni değiştirmek elimizde.
- Katilleri serbest bırakan hukuksuzluğa karşı duruşmalara katıl, hayvanların sesi ol!
- Şiddete, nefret söylemlerine, tecrite ve toplu katliamlara izin verme!
- Bilimsel tek çözümü savun: Kısırlaştır, aşılat, yerinde yaşat!
- Üretim ve ticarete dur de!
- Bize katıl, birlikte sokaklarda adaletin sesi olalım çünkü birlikte çok güçlüyüz!
Hayvanları “mal” olarak değil, “kişi” olarak gören anayasal koruma istiyoruz. Hayvan Hakları Yasası istiyoruz!
Hayvanlara anayasal koruma sağlanana kadar Yaşam İçin Yasa. #HayvanHaklarıAnayasaya
Video kurgu: Yunuslara Özgürlük Platformu
Video Seslendirme: Güliz Gündüz
Açık çağrı: Sokakta yaşayan hayvanlar ve hakları için harekete geçme vakti
4 Nisan Dünya Sokak Hayvanları Günü’nde, 2024 yerel seçimlerinin akabinde TBMM’ye, yerel yönetimlere, medyaya, üniversite ve akademisyenlere, sanatçılara, barolara ve diğer hak savunucularına açık çağrı ve davetimiz
Yaşam İçin Yasa İnisiyatifi olarak bu çağrımız, 4 Nisan Dünya Sokak Hayvanları Günü’nde öncelikle sokaktaki hayvanların yaşamakta olduğu hak ihlalleri ve yerel seçimler sonrası onları bekleyen büyük tehlike hakkında farkındalık yaratma, aynı zamanda “tüm türlerle eşit, adil, yaşanabilir bir dünya için” yol haritası sunma ve bu yolda birlikte yürümek için adaletten yana olan tüm hak savunucuları ile dayanışma amacı taşımaktadır.
Yüzyıllardır bu topraklarda sokaklarımızı paylaştığımız köpekler, AKP iktidarı tarafından siyasi bir hedef haline getirildi; mevcut belediyeler kanuna aykırı toplamalar ve katliamlar yaparken, YRP ve BBP gibi partiler de kanuna aykırı seçim vaadinde bulunarak sokakta tek bir köpek bırakmayacaklarını, “itlaf” edeceklerini, yani açıkça öldüreceklerini duyurdu.
Toplumun büyük bir kesimi tarafından itiraz edilse de bu suçlar hakkında hiçbir yasal işlem başlatılmadı.
Şimdi herkesin bir olup, bu açık katliam duyurusuna karşı durması gerekiyor. Özellikle YRP’nin aldığı Yozgat, Şanlıurfa ve BBP’nin aldığı Sivas gibi şehirler ve yine bu partilerin aldığı diğer belediyeler barolar ve hayvan koruma gönüllüleri tarafından denetlenmeli, kanuna aykırı her uygulama engellenmeli, suç delilleri barolara ulaştırılarak yasal sürecin başlatılması sağlanmalıdır.
Fakat hak ihlalleri ne yazık ki sadece bu gerici partilerin söylem ve uygulamaları ile sınırlı değildir. CHP’li bazı belediyeler de partilerinin iç tüzüğüne ve seçim süreci genel tutumuna aykırı uygulamalarda bulunmakta ve kanuna aykırı toplamalar ile açıkça suç işlemektedir.
Başta Ankara Büyükşehir Belediyesi olmak üzere, Bilecik ve Aydın gibi belediyelerce uygulanan şiddete derhal son verilmeli, bu belediyeler kapılarını hak savunucuları ve gönüllülere açarak bilimsel çözüm projelerini hayata geçirmelidir.
Sokakta yaşayan hayvanlara yönelik kurumsal şiddet ve bu cezasızlıktan cesaret alan katillerin, tecavüzcülerin yarattığı şiddet sarmalına karşı bir yol haritası sunuyor, bu yolda dayanışma için açık çağrıda bulunuyoruz:
- TBMM’YE ÇAĞRI: Mevcut kanunlar ve yargı sistemi hayvanları korumaktan acizken, Tarım ve Orman Bakanlığı, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı ile Adalet Bakanlığı’nın ortak olarak hazırladığı yasa tasarısı, sokakta yaşayan hayvanlar için “katliam ve soykırım” anlamına gelmekte, popülasyonun kontrol altına alınmasını ise imkansızlaştırmaktadır. Tüm milletvekillerini bu yasaya karşı oy kullanmaya, yaşamdan yana olmaya davet ediyoruz. 2021 yılında hak savunucuları ve STK’lar ile oluşturulan dayanışmanın yeniden sağlanmasını ve bu kez alınan kararlara uyularak bilimsel çözümün hayata geçirilmesini istiyoruz. Üretimin durdurulmadığı koşullarda popülasyonun asla kontrol altına alınamayacağı, sokakta yaşayan köpeklerin sürekli toplatılıp hapsedilmesi ya da farklı şekillerde sonsuz bir şiddet döngüsüne girileceği açıktır. Özellikle evcil hayvan üretimi tamamen durdurulmalı ve eş zamanlı kısırlaştırma seferberliği, tıbbi koşullarda sağlanmalıdır.
- YEREL YÖNETİMLERE ÇAĞRI: Belediyeler, hayvanlara yönelik belirleyecekleri politika ve stratejileri, mutlaka sivil toplum kuruluşları ve hayvan koruma gönüllülerinin talepleri doğrultusunda, hayvanları mağdur etmeyecek, onların yaşam haklarını ve beden dokunulmazlığı haklarını ihlâl etmeyecek şekilde belirlemelidir.
- Kenti planlarken, hayvanların da toplumun bir parçası olduğunu unutmadan, insan-hayvan çatışması yaratacak tüm müdahalelerden kaçınmalıdır.
- Bugünden itibaren tüm yerel yönetimler acil olarak İl Hayvan Kurulu toplantıları alarak yerel gönüllüler, hak savunucuları ve tüm yerel yönetim bileşenleri ile birlikte bölgenin öznel koşullarının da dikkate alındığı kısırlaştırma projelerini hayata geçirmelidir.
- Yasaya göre zorunlu olan kısırlaştırma operasyonlarında sadece cerrahî deneyimi olan uzman veteriner hekimler çalıştırılmalı ve cerrahî prosedürler tam anlamıyla yerine getirilmelidir.
- Hayvan sağlığı açısından hayatî riskleri ortadan kaldırmak için pre-op (ameliyat öncesi) ve post-op (ameliyat sonrası) süreçleri gerektiği gibi yönetilmelidir.
- Bakımevlerinde rehabilitasyon süresini tamamlayan hayvanları, yasal yükümlülükleri ışığında alındıkları ortama bırakmalıdır.
- Her canlının alıştığı, bakıldığı ve sevildiği ortamda yaşama hakkı vardır; bu hak gasp edilemez. Köpek ve kedilerin bulundukları yerde kısırlaştırılmış olarak yaşatılması, mevcut kanunda 6. madde ile güvence altına alınmış yasal bir zorunluluktur. Hayvanların herhangi bir şekilde toplanarak bir bakımevine hapsedilmesi, hem hayvanların yaşam hakları açısından insanlık dışı bir davranış hem de maddî ve fizikî kaynak açısından çok yüksek maliyetler çıkaracağı ve maliyet sürekli artacağı için de uygulanabilir değildir. Bu tür toplamalar, katliamlara kılıf olmaktadır.
- Sokakta yaşayan hayvanlar ile ilgili tesislere gönüllü katılımı ve erişimini tam anlamıyla sağlamalı, ulaşım problemi olan mevcut tesisler için ulaşım imkânı temin etmelidir.
- Bakımevi ve polikliniklere sokak hayvanlarına kötü muameleyi önlemek için 7/24 yayın yapan kameralar yerleştirerek kayıtları belediye web sitesinden naklen yayınlamalıdır.
- Hayvanların barındırıldığı tesislerde, hayvanlara sevgi ve saygı duyan insanlar istihdam edilmelidir. Mesai saatleri dışında, özellikle kazazede hayvanlara tıbbî müdahalede bulunabilmek için, acil sağlık hizmeti verecek veteriner hekim ve yardımcı sağlık personeli istihdamı sağlanmalıdır.
- Sokak hayvanlarıyla yüzyıllardır süren ortak yaşam kültürüne sahip çıkmalı, hayvanlarla nasıl ilişki ve iletişim kurulması gerektiğini okullarda çocuklara, mahalle bazında, sivil toplumla işbirliği halinde, topluma anlatmalıdır.
- Belediyeler, hayvan hakları ihlâllerinin yaşanmaması için önleyici tedbirler alırken, il ve ilçe sınırları dahilinde gerçekleşen hayvanlara yönelik şiddet vakaları karşısında hukuk mücadelesi başlatan gönüllülerin ve STK’ların yanında, davalarda taraf olarak yer almalıdır. Mevzuatı ihlâl eden kamu görevlilerinin soruşturulmasına izin vermeli, mevzuata alenen muhalefet eden kamu görevlilerini korumamalı, bu faillere belediye içinde de disiplin yönünden soruşturma açmalıdır.
- MEDYAYA ÇAĞRI: Bugüne kadar “başıboş köpek terörü” gibi etik olmayan başlıklarla nefret politikalarının ve şiddetin sözcüsü olan medya şunu bilmelidir ki, yalan haberleri deşifre olduğu için kendilerine güven sarsılmıştır. Birlikte yaşamı hedef alan nefret söylemlerinin de bu coğrafyanın kültüründe yeri yoktur. Yerel seçimler öncesi hak savunucuları ve hayvan sever milyonların yaptığı çağrılar, sandık sonuçlarında açıkça karşılık bulmuş, iktidar ve küçük ortaklarının hayvanları hedef alan seçim politikaları, bozguna uğramalarında büyük etken olmuştur. Artık ana akım medyayı sokak hayvanları ile birlikte yaşamanın bu toplumun vazgeçilmez değerlerinden biri olduğunu kabullenmeye; barınak rantı hesapları yapan, tarikatlar güdümünde oy devşirmeye çalışan siyasilerin ve gözü dönmüş bir avuç caninin sözcülüğünden vazgeçmeye ve etik medya anlayışına davet ediyoruz. Ana haber bültenlerinde mutlaka “hayvan hakları ihlalleri” ne yer verilmeli ve tüm kanallarda kanunda da yer aldığı gibi hayvan haklarına yönelik “kamu spotları” yayınlanmalıdır.
- ÜNİVERSİTELERE ve AKADEMİSYENLERE ÇAĞRI: Hayvan haklarının politik zemini akademik çalışmalarla sağlanmalı, bu bağlamda panel ve sempozyumlarla geniş kitlelere teorik bilgi ulaştırılmalı, aynı zamanda üniversiteliler ve akademisyenler hak savunusunun pratikteki temsilleri de olmalıdır.
- SANATÇILARA ÇAĞRI: Geniş kitlelere adaletten yana tutum alma konusunda etki edebilecek “hak temelli yaklaşıma sahip” tüm sanatçılar kişisel medya hesaplarında ve çeşitli etkinliklerde hayvan haklarını gündeme taşıyarak bu konuda farkındalık yaratmalı, hak ihlallerine sessiz kalmamalıdır.
- BAROLARA ÇAĞRI: 5199 Sayılı Hayvanları Koruma Kanunu’nun tüm hayvanların haklarını korumadığı açıktır. Bu başlı başına bir sorunken, koruduğunu iddia ettiği kedi, köpek gibi türler hakkındaki şiddet olaylarında ise mevcut yasanın bile uygulanmadığı; suçüstü hallerde bile, hakimlerin yatarı olmayan cezalarla failleri aramıza geri gönderdiği bugünlerde, hayvanların haklarını savunacak daha fazla avukata ihtiyacımız var. Her güne aramızda bir katilin, tecavüzcünün daha olduğunu öğrenerek uyanıyor, neredeyse hepsinin cezasızlık politikasıyla ödüllendirilmesini kabul etmiyoruz. Bu sebeple her ilin barosunda “Hayvan Hakları Komisyonu” olmalı; bu komisyon, kanunu bilen ve hayvanları önemseyen avukatlardan oluşmalı ve her ihlalde ulaşılabilecek şekilde, halka açık çalışmalar yürütmelidir. İnsana, hayvana, yeryüzüne özgürlük sağlayamadığımız sürece dünya adil bir yer olmayacak.
- DİĞER HAK SAVUNUCULARINA ÇAĞRI: Ne yazık ki, insanmerkezci-türcü ideoloji, farklı alanlarda mücadele veren hak savunucularının da bu gerçeği göz ardı etmesine sebep oldu. Ancak ülkemizde gittikçe büyüyen bir bütünleşik mücadele alanı da var: Anti-türcü hareket, cinsiyetçilik, ırkçılık, sağlamcılık gibi ideolojilerle mücadelede politik bir zemin sağlarken, ekoloji hareketine de en tutarlı politikaları sunabilmektedir. Tüm şiddet ve tahakküm biçimleri ortak bir temele dayanır: bazı hayatların diğerlerinden daha üstün olduğu fikri. Bu fikri yeniden üreten tüm söylem ve eylemlere karşı ortak bir mücadele yürütülmesi gerekmektedir. Bu sebeple kadın hareketi, ekoloji hareketi, işçi hareketi, LGBTİ+ hareketi gibi farklı alanlarda mücadele yürüten tüm hak savunucularını dayanışmaya davet ediyoruz.
Açık çağrımıza “Ben de varım” diyorsan:
e-mail: yasamicinyasa@gmail.com instagram: @yasamicinyasainisiyatifi X: @yasamicinyasa
Animal rights group denounces ‘hate speech’ against stray animals
The initiative highlighted the need for local governments and political parties to address illegal actions and statements that lead to unhappy and unhealthy lives for animals in areas where they are exposed to various diseases.
The “Law for Life Initiative” held a press conference today in İstanbul’s Üsküdar district, emphasizing the need to secure the legal rights of street animals. The initiative’s goal is to mobilize local efforts for animal rights and encourage activists across Turkey to undertake similar actions. They also aim to facilitate discussions with mayoral candidates regarding animal freedom and rights. The initiative’s statement highlighted the challenges faced by street dogs struggling to survive under life-threatening conditions such as hunger, cold, violence, poisoning, and being hit by vehicles.
In the midst of the 2024 Local Elections, street animals have become a focal point as discussions around mass collection and slaughtering under the labels of ‘euthanasia,’ ‘collection,’ and ‘putting to sleep’ have resurfaced. Almost every day, reports emerge of municipalities and citizens engaging in animal slaughter, abuse, and violence.
“Hate speech”
Animals are unjustly labeled as ‘stray,’ declared enemies, and subjected to hate speech propagated by authorities. The initiative specifically called out various statements and actions by political figures, including Istanbul Metropolitan Municipality mayoral candidate Murat Kurum, the New Welfare Party, Ankara Metropolitan Municipality Mayor Mansur Yavaş, and İstanbul Governor Davut Gül.
The discourse and directives from top officials, exploiting the sensitivities of children and families by distorting facts and obscuring their legal responsibilities, have sparked concerns. The statements like ‘our children are under threat, our mothers are worried,’ and slogans such as ‘if there’s no morality, there are stray dogs’ and ‘we will create safe streets’ were criticized.
The initiative highlighted the need for local governments and political parties to address illegal actions and statements that lead to unhappy and unhealthy lives for animals in areas where they are exposed to various diseases. The call for vaccinations, sterilization, and treatment for animals living on the streets was emphasized as the only fair, ethical, and moral solution.
The current situation, characterized by unlawful actions and statements repeatedly put forth by local administrations and political figures, is seen as leading to the miserable and unhealthy existence of animals in areas exposed to various diseases, torture behind closed doors, and clandestine killings without accountability.
The initiative underscored that the true solution lies in implementing Article 6 of the Animal Protection Law, which is under threat of being eliminated. It concluded by asserting that it is possible to preserve life and criticized the divisive politics that have allowed animal and potential human killers to roam the streets without facing consequences. (TY/VK)
Animal rights groups: ‘The ‘stray’ ones are not the dogs, but the leaders’
Source: Bianet
The “Law for Life Initiative” gathered yesterday (February 18) in front of the Kavacık Boğaziçi Cinema in İstanbul’s Beykoz district to advocate for the rights of street animals.
The initiative, stating that it held a press release to be the voice of cats and dogs from the citizens before the Local Administration Elections on March 31, called on the citizens to take action for the development of peaceful, inclusive, equal rights, and justice policies for all beings.
“Local administrations failing in their duties”
The initiative’s statement is as follows:
“We are going through a period where the mass collection and massacres of dogs we live together on our streets are being re-discussed under the names of ‘culling,’ ‘collection,’ and ‘putting to sleep,’ and targeted as if there were no other problems in the country for the 2024 Local Elections. Almost every day, we witness a municipality or citizen’s cruelty, torment, and violence against animals.
“While the legal and illegal breeding and sale of animals are not banned and not controlled,
“When there is no systematic instillation of awareness of animal care and adoption from shelters,
“Instead of neutering and vaccinating by municipalities, animals are thrown into mountains, dumps, and highway edges, left to multiply, live in misery, and be condemned to death,
“When local administrations failing in their duties, there is no sanction against municipal mayors,
“When education curriculum and mainstream media do not include content and practices increasing awareness of animal rights,
“Which morality?”
“We see that animals, who have no crime except being born, are labeled as ‘stray,’ declared enemies, and the hate speech, which is the biggest reason for the situation we are in, is fueled by authorities themselves.
“While killers who rape and commit violence and torture against children, women, and animals roam freely, what morality and safe streets are our current leaders and candidate politicians talking about? The attempt of municipalities with insufficient space to carry out the massive collection of all dogs to giant isolation centers, where they will be imprisoned, fits into which law, conscience, and belief?
“In a period where unlawfully issued Presidency circulars blatantly violate existing laws, the government, municipalities, and the Ministry of Agriculture and Forestry commit crimes officially without any reservations. Trying to spread top-down hate speech, considering themselves superior to both the law and animals, they try to disseminate their hate speech to all segments of society.”
“We will not vote”
“We do not allow this, and we will not! Because Turkey still has a culture where street animals are fed, given water, and places to shelter in winter, and where cases of violence against animals are met with great reaction.
“The ‘stray’ ones are not the dogs, but the leaders who have burdened Turkey for years, polarizing society with hate politics; those who turn killing and rape into a country’s culture. Enough is enough! We will not vote for politicians who make our friends enemies, who undermine the culture of living together by promising to lock them in death camps under the name of ‘natural habitat.’ We will not bow to regressive and fascist hostility policies. Living is a right. We will not submit to the reactionary and fascist hostility policies. Living is a right. Freedom for animals, humans, and the earth!” (TY/VK)
Open call for the rights of animals living in streets in Turkey
On April 4, World Stray Animals Day, following the 2024 local elections, we want to share our open call and invitation to the Turkish Grand National Assembly, local governments, media, universities and academics, artists, bar associations and other rights defenders in Türkiye
As the Law for Life Initiative (Yaşam İçin Yasa İnisiyatifi), this call of ours, on April 4th World Stray Animals Day, primarily aims to raise awareness about the violations of the rights of animals living in streets and the great danger that awaits them after the local elections in Türkiye, as well as to present a road map “for an equal, fair, liveable world for all species” and to solidarize with all rights defenders who stand for justice to walk together on this path.
The dogs with whom we have shared our streets in these lands for centuries have been turned into a political target in Türkiye, while existing municipalities have been carrying out illegal roundups and massacres for so long, and parties such as the YRP and BBP have made illegal pre-election promises, announcing that they will not leave a single dog on the streets, that they will “cull” them, that is, they will openly kill them. Even though a large segment of the society objected, no legal action was taken against these crimes.
Now everyone needs to unite and stand against these public announcements of massacre. Especially cities such as Yozgat, Şanlıurfa, won by YRP, and Sivas, taken by BBP, and other municipalities won by these parties, should be inspected by bar associations and animal protection volunteers, every illegal practice should be prevented, evidence of crime should be delivered to bar associations and the legal process should be initiated.
But unfortunately, rights violations are not limited to the discourse and practices of these reactionary parties. Some CHP municipalities also violate their party’s bylaws and general stance during the election process and openly commit crimes with unlawful roundups/culling; the violence practiced by municipalities such as Ankara Metropolitan Municipality, Bilecik and Aydın should be stopped immediately, and these municipalities should open their doors to rights defenders and volunteers, and implement projects with scientific solution.
We now present a roadmap to prevent institutionalized violence against animals living in streets and to stop the spiral of violence created by murderers and rapists who take courage from this impunity. Therefore we make an open call for solidarity on this path:
- CALL TO THE TURKISH PARLIAMENT: While the current laws and judicial system are incapable of protecting animals, the draft law jointly and secretly prepared by the Ministry of Agriculture and Forestry, the Ministry of Environment, Urbanisation and Climate Change and the Ministry of Justice means “massacre and genocide” for animals living in streets. It makes it impossible to control the population. We invite all MPs to vote against this law and to be “pro-life”. We want the solidarity formed with rights defenders and volunteers in 2019 and 2021 to be re-established and this time to implement the scientific solution by complying with the decisions taken. It is clear that under conditions where puppy mills and “pet production” is not banned, the population can never be controlled, dogs living on the streets will be constantly collected and imprisoned, or an endless cycle of violence will continue in different ways: especially pet breeding/reproduction should be stopped completely and a simultaneous sterilization/spaying campaign should be provided under medical and ethical conditions.
- CALL TO LOCAL GOVERNMENTS: From this day on, all local governments must urgently hold Provincial Animal Board meetings and implement sterilization projects, taking into account the subjective conditions of the region, together with local volunteers, rights advocates and all local government components.
- CALL TO THE MEDIA: The media, which has been the spokesperson of hate politics and violence against dogs with unethical headlines such as “stray dog terror”, should know that their trustworthiness has been shaken because their false news has been exposed. Hate speech targeting coexistence has no place in the culture of this geography. The calls made by rights defenders and millions of animal lovers before the local elections were clearly responded to in the ballot box results, and the election policies of the government and its small partners targeting animals were a major factor in their defeat. We now call on the mainstream media to accept that living together with animals in the streets is one of the indispensable values of this society and to an ethical media approach, to give up being the mouthpieces of politicians and a handful of raving criminals who are trying to gain votes under the guidance of cults and via initiating tenders for “immense animal shelters”. “Animal rights violations” must be included in the main news bulletins, and “public spots” (PSA videos) regarding animal rights must be broadcast on all channels and publicly viewable media platforms, as stated in the law.
- CALL TO UNIVERSITIES AND ACADEMICS: The political basis of animal rights should be provided through academic studies, in this context, theoretical knowledge should be delivered to large masses through panels and symposiums, and at the same time, university students and academics should be the practical representation of rights defense.
- CALL TO ARTISTS: All artists with a rights-based approach who can influence large masses to take a stand for justice should raise awareness on this issue by bringing animal rights to the agenda in their personal media accounts and in various events, and should not remain silent about rights violations.
- CALL TO BAR ASSOCIATIONS: It is clear that the Animal Protection Law No. 5199 does not protect the rights of “all” animals. While this is a problem in itself, the current law is not even implemented in cases of violence against species such as cats and dogs that it claims to protect. We need more lawyers to defend the rights of animals in these days when judges send the perpetrators back to the society with unacceptable sentences, even in cases of “flagrante delicto”. We wake up every day learning that there is another murderer and rapist walking free among us, and we do not accept that almost all of them are rewarded with the policy of impunity. For this reason, there should be an “Animal Rights Commission” in the bar association of every province. This commission should consist of lawyers who know the animal/environmental laws and care about animals, and should conduct public studies so that they can be reached in case of any violation.
- CALL TO OTHER RIGHTS-BASED ACTIVIST GROUPS: The world will not be a fair place unless we can provide “FREEDOM TO PEOPLE, ANIMALS, AND THE EARTH”. Unfortunately, the anthropocentric/speciesist ideology has caused rights defenders fighting in different fields to ignore this reality. However, there is also a growing field of integrated struggle in our country. While the anti-speciesist movement provides a strong political ground in the struggle against dangerous ideologies such as sexism, racism and ableism, it can also offer the most coherent policies to the ecology movement. All forms of violence and domination are based on a common foundation: the idea that some lives are superior to others. A common struggle against all discourses and actions that reproduce this idea is necessary. For this reason, we invite all rights defenders who struggle in different fields, such as the women’s movement, ecology movement, labor movement, LGBTI+ movement, to solidarity with animals, with us.
If you say “I’m in” to our open call:
e-mail: yasamicinyasa@gmail.com
instagram: @yasamicinyasainisiyatifi
Law for Life Initiative (Yaşam İçin Yasa İnisiyatifi)
Sokaktayım Yanındayım yaşam nöbetleri

AKP ve küçük ortakları tarafından yıllar sonra yeniden TBMM gündemine getirilen, sokakta yaşayan köpeklerin toplatılıp tecrit edilmesini ve barınaklarda öldürülmesini öngören katliam yasa tasarısının Tarım Komisyonu’nda görüşüleceğinin açıklanmasının hemen ardından, toplantının yapılacağı tarih olan 23 Mayıs’ta, İstanbul Beşiktaş’taki İskele Meydanı’nda hayvan hakları savunucularıyla beraber toplanarak #SokaktayımYanındayım sloganıyla direnişimizi başlattık.
Yaşam İçin Yasa İnisiyatifi’nin İstanbul’dan yaptığı yaşam nöbeti çağrısını takiben Ankara’da Hayvan Yaşam Özgürlük İnisiyatifi’nin ve gönüllülerimizin, Antalya’da Antalya Vegan Platformu’nun ve Alanya’da Alanya Vegan Topluluğu’nun eşzamanlı gerçekleştirdiği nöbetler, Alanya hariç her gün aynı noktalarda devam ediyor: Beşiktaş İskele Meydanı, İstanbul (18:30-20:00); Sakarya Caddesi, Ankara (18:30) ve Attalos Meydanı, Antalya (19:00). Alanya ise aralıklı olarak Atatürk Anıtı’nda nöbetleri sürdürüyor.




Nöbetlerimizde kamu idaresinin etik dışı ve kanun dışı uygulamalarını ifşa ederken, aynı zamanda hayvanlara ve hayvan hakları savunucularına yönelik örgütlü nefret inşası karşısında halkın isyanını, hayvanlarla beraber yaşama isteklerini ve “öldüren değil, yaşatan ve yaşam hakkını gözeten yasa” çağrılarını TBMM’ye ulaştırmayı amaçlıyoruz.
Sokakta yaşayan köpekleri toplayıp kapalı alanlara kapatarak hapsetmeye ve onları kapalı kapılar ardında öldürmeye çalışanlara karşı her gün, köpeklerle paylaştığımız sokaklarda olmaya, faillere karşı eylemler düzenlemeye devam edeceğiz. Tecrit ve katliam yasa tasarısı meclisten geri çekilene kadar her gün sokaktayız, dostlarımızın yanındayız.
Toplayamazsın, hapsedemezsin, öldüremezsin!
#SokaktayımYanındayım
Siz ne yapabilirsiniz?
- Siz de İstanbul, Ankara, Antalya ve Alanya sokaklarında tecrit ve katliam yasa tasarısı meclisten geri çekilene kadar her gün devam eden yaşam nöbetlerimize katılabilirsiniz.
- Üyesi veya gönüllüsü olduğunuz hak temelli tüm sivil toplum kuruluşlarını ve meslek örgütlerini, gerek nöbet ve eylemlerimizde, gerekse sosyal medyada bizimle birlikte #SokaktayımYanındayım demeye davet edebilir, katılım ve katkıları için harekete geçirebilirsiniz.
- Sanatçıysanız nöbet alanlarımızda şiirleriniz, müziğiniz, dansınız ve resimlerinizle performanslar gerçekleştirerek hayvanların sesini duyurmamıza yardımcı olabilirsiniz.
- Kendi ilçenizde ve ilinizde nöbet ve eylemler düzenleyerek yüzyıllardır mahalle sakini olan köpeklerin özgürce yaşama hakkını ve beden dokunulmazlıklarını savunabilirsiniz.
- Sosyal medyada duyuru ve çağrılarımızı paylaşarak daha fazla kişiye ve farklı kesimlere ulaşmamızı sağlayabilir, yaygın devlet destekli dezenfermasyona karşı meslek örgütleri aracılığıyla paylaştığımız uzman görüşlerini geniş kitlelere ulaştırmamıza yardımcı olabilirsiniz.
- Hazırladığımız bu el ilanını bastırıp okulda, iş yerinde, kafe ve restoranlarda dağıtarak ve toplu ulaşım araçlarına bırakarak nöbet alanlarımıza katılımı artırabilir, sesimizin hep birlikte daha güçlü çıkmasını sağlayabilirsiniz.
- Eylem ve nöbetlerimize çeşitli sebeplerle katılamıyorsanız, hazırladığımız bu afişleri bastırıp evinizin pencerelerine, dükkanlarınıza, kafe ve restoranlara asarak sokakta yaşayan dostlarımızı faillere teslim etmemekte kararlı olduğumuzu bu şekilde gösterebilirsiniz.
- Yurttaşlık haklarınız çerçevesinde Cumhurbaşkanlığı İletişim Merkezi (CİMER) başvuru sayfasında bilgilerinizi doldurduktan sonra “Yönetime Katıl” butonunu seçip “Sokak Hayvanları” seçeneğine tıklayarak İstanbul Barosu Hayvan Hakları Merkezi avukatlarından Umut Yıldız’ın hazırladığı bu metni kopyalayıp ilgili alana yapıştırıp gönderebilirsiniz. Bu sayede; sokakta yaşayan hayvanların kısırlaştırılıp aşılanıp yerine bırakılması gerektiğini, yani mevcut kanunun 6. maddesinin değiştirilmemesi ve uygulanması gerektiğini vurgulamış, köpeklerin toplatılarak ölüm kamplarına hapsedilmesine ve ‘uyutma’ kılıfı altında katliam yapılmasına karşı sesinizi iletmiş olacaksınız.
- Sosyal medyada yaptığınız tüm paylaşımlarda Recep Tayyip Erdoğan, İbrahim Yumaklı ve Bahadır Yenişehirlioğlu başta olmak üzere siyasi partilerin genel başkanlarını, il-ilçe belediye başkanlarını etiketleyerek #SokaktayımYanındayım diyebilir, köpekleri hayvan düşmanlarına vermeyeceğimizi beyan edebilirsiniz.




Basın Açıklaması: Sokaktayım Yanındayım Yaşam Nöbeti 1. Gün
23 Mayıs 2024
Basına ve kamuoyuna,
Cumhurbaşkanlığı, AKP, iktidarın küçük ortakları olan gerici siyasi partiler ve Tarım Bakanlığı tarafından öne sürülen “tecrit ve katliam odaklı” yasa tasarısına karşı, sokakta yaşayan köpekleri, yani mahalle sakinlerimizi savunmak için buradayız, tek bedeniz.
“Ötenazi, uyutma, doğal yaşam alanı, Avrupa modeli” gibi yumuşatılmış ifadeler ile sokakta yaşayan köpeklerin ömür boyu hapsedilmesine ve öldürülmesine yönelik “etik dışı ve kanun dışı” uygulamaları protesto etmek, hayvanların yalnız olmadığını haykırmak için buradayız.
Yüzyıllardır köpeklerle paylaştığımız bu sokaklarda, dostlarımızın yanındayız!
“Artık yeter” demek için yine sokaklardayız. Çünkü;
Hayvanlarla birlikte içine çekildiğimiz nefret örgütlenmesi yeni değil. 2000’li yılların ortalarından bu yana sokakta yaşayan hayvanları toplamak, hapsetmek ve öldürmek için hep aynı tehditle karşı karşıya bırakılıyoruz. Yıllardır ismini hak etmeyen 5199 sayılı Hayvanları Koruma Kanunu’nun “kısırlaştır, aşılat, yerinde yaşat” ilkesini temel alan 6. maddesini delmek isteyen Tarım ve Orman Bakanlığı’yla ve iktidar partisiyle -tabiri caizse- “daimi bir mücadele içindeyiz”. Hayvanları ve haklarını korumakla yükümlü olanlar, bizzat onları yok etmeye ve suç işlemeye devam ediyor! Halkın oylarıyla seçilmiş vekiller, bizzat bizi kutuplaştırmaya ve halkın hassas dengelerini bozmaya devam ediyor!
Toplumsal huzura ve barışa zarar veren bu suni gündemleri ise; taraflı medya kuruluşlarını, yandaş gazetecileri ve parayla tutulmuş trol çetelerini devreye sokarak yapıyorlar. Bireysel silahlanmayı hedefleyen, provokasyon ve dezenformasyonla köpekleri ve yaşam savunucularını canavarlaştıran ama bir türlü kapatılmayan sözde dernekler de, adeta sözcülük yapıyor.
Yetkililer, Türkiye’de ekonomik, sosyal ve kültürel başka hiçbir “hayati”, hatta “ölümcül” sorun yokmuş gibi, kendi sorumsuzluklarını, suçlarını, ihlal ve ihmallerini örtmek için hayvanları ve hayvan hakkı savunucularını hedefe koyuyorlar.
Artık yeter!
- 20 yıldır kanunda yer alan yükümlülüklerini yerine getirmeyen, yani hayvanları kısırlaştırmayan, besleme, bakım ve rehabilitasyonlarını yapmayan, onları başka ilçelere, ormanlara, çöplüklere atan ve popülasyonun artmasına sebep olan belediyelerin suçunu köpeklere atamazsınız.
- Hissiz birer eşyaymış gibi, hayvanların kataloglardan, internetten, merdivenaltından yasal ve yasadışı üretimine, satışına ve ticaretine izin verip hayvan terk etme fiillerine caydırıcı cezalar getirmeyen yasa yapıcıların sorumluluğunu köpeklere yıkamazsınız.
- Barınaktan hayvan sahiplendirme bilincini aşılamayan, hayvanlarla beraber yaşamanın yükümlülükleri konusunda sistemli bir şekilde farkındalık ve eğitim çalışmaları yapmayan yerel ve merkezi yönetimlerin yükünü köpeklere atamazsınız.
- Halihazırda yasalara aykırı şekilde işleyen dev “toplama merkezlerinin” ihalelerine ve inşaatlarına halkın vergileriyle binlerce dolar harcayan ve bu tesisleri “ölüm kampları” şeklinde kullanan belediye başkanlarının rant hırslarını köpeklerden çıkaramazsınız.
- Geçici bakımevlerinde ve toplamalar sırasında hayvanlara yönelik şiddet ve işkence fiillerinde bulunan belediye çalışanlarının, veteriner hekimlerin ve emri veren belediye başkanlarının “soruşturma engeline takılmadan yargılanmasına” engel olan iktidarın ve siyasi partilerin ellerindeki kanı köpeklere bulayamazsınız.
- Hayvana zulmedenlere “yatarı olmayan, ertelenebilen, iyi hal indirimi uygulanan ve para cezasına çevrilebilen” caydırıcılıktan uzak göstermelik hapis cezalarını, “devrim gibi yasal düzenleme” güzellemesiyle sunan vekilleri, katilleri aramıza salan cezasızlık sistemini köpeklere karşı kullanamazsınız.
Yapmanız gerekenlerin hiçbirini yapmayıp hayvanları hedef gösteremezsiniz! Yok etmeye çalıştığınız milyonların hak ve adalet anlayışı, beraber yaşamayı nesilden nesile aktarmaya devam eden kültürel kodlarımız buna izin vermeyecek.
Sokaktaki dostlarımızı öldürmeyi hedefleyen tecrit ve katliam tasarısı meclisten geri çekilene kadar her gün sokaklarda olacağız. Etik, bilimsel ve yaşam hakkından taraf olan tek çözüm kısırlaştırmak, yerinde yaşatmak, üretim ve satışı yasaklamaktır.
Türkiye çapındaki tüm yaşam savunucularını, dostlarımızla paylaştığımız sokaklarda varlık göstererek diğer il ve ilçelerde de direniş ve eylemler başlatmaya çağırıyoruz.
Yarın ve her gün gelin, hayvanlar için tek ses olalım: Toplayamazsın, hapsedemezsin, öldüremezsin!
Yaşam İçin Yasa İnisiyatifi

Müzisyen Alaz Pesen’den “Sokaktayım Yanındayım” bestesi ve desteği
7’den 70’e yurttaş katılımı ve desteği
Bir ayı geçen Sokaktayım Yanındayım nöbet sürecimizde sokakta en çok dikkatimizi çeken şu oldu: İktidarın, milletvekillerinin ve bürokratların, parayla satın alınmış trol çeteleri, araştırma şirketleri ve yandaş medya ile beraber köpekler etrafında inşa etmeye çalıştığı örgütlü düşmanlığın biz yurttaşlarda bir karşılığı yok.
Yok hükmünde olan nefretinizi; sevgimiz, mücadele azmimiz ve dayanışmamızla aşacağız. Tüm türler için…
Mahalle Sakini video serisi
Yeryüzü Ekoloji Kolektifi’nin muhteşem video serisinden yola çıkarak, okula, işe, pazara giderken her gün selamlaştığımız, sımsıkı sarıldığımız ve yolları beraber arşınladığımız dostlarımızı, mahalle sakinlerimizi yer ve tarih belirtmeden tüm Türkiye’ye gururla tanıtıyoruz!
Barınak ve Toplama Gerçekleri video serisi
Yürürlükteki 5199 sayılı Hayvanları Koruma Kanunu’na göre “geçici bakımevi ve rehabilitasyon merkezi” olması gerekirken, “ölüm kampı” olarak faaliyet gösteren barınakların gizlenen yüzü Barınak Gerçekleri serimizde. Sahadaki aktivistlerin fotoğraf ve videolarından derlediğimiz bu görüntüler, TBMM’de yasalaştırılmaya çalışılan tasarı ile mahalle sakini olan dostlarımız köpekleri işte bu hapishanelere “tıkmaya” çalışıyor!
5199 sayılı kanunun yürürlüğe girdiği tarih olan 2004’ten bu yana büyük şehirler dahil, Türkiye’nin her yerinde “barınaklar” esaret ve işkencenin hüküm sürdüğü, usulsüz toplamaların katliamla sonuçlandığı, kapalı kapılar ardında kedilerin ve köpeklerin açlık, susuzluk ve hastalığa terk edildiği, barınak görevlileri ve hayvan düşmanı veteriner hekimler tarafından eziyet görüp öldürüldüğü yerler.
Dev toplama merkezleri açmak için orman alanlarının rant projelerine dönüştürülerek yok edildiği, “doğal yaşam alanı” adı altında yeni bir pazarlama tekniğiyle sunulan alanlar ise, yüzyıllardır beraber evrimleştiğimiz köpekleri insandan ayıran bariyerler, yüzlerce köpeği yine açlık, susuzluk ve kavgalar sonucu yaralanma ve ölümlerin yaşandığı dev mezarlıklar.
#BarınaklarÖlümKampı ve #BarınakGerçekleri etiketiyle sosyal medya hesaplarımızda paylaştığımız bu zulüm münferit değil, tek bir barınağa özgü değil. Bu sebeple kamuoyundan gizlenen barınak gerçeklerini yaymaya devam edeceğiz.
Tecrit ve katliam emri veren belediye başkanlarının yargılandığı ve hayvanlar için adaletin sağlandığı bir gelecek için mücadelemiz sürecek. Sokaktayım yanındayım!
Uluslararası STK Lady Freethinker’dan Erdoğan ve Anayasa Mahkemesi’ne mektup ile imza kampanyası
Los Angeles merkezli uluslararası hayvan hakları örgütü Lady Freethinker (LFT), Türkiye’de Hayvanları Koruma Kanunu’nda yapılması planlanan ve sokakta yaşayan köpeklerin toplatılıp “uyutma / ötenazi” adı altında öldürülmesini içeren yasa tasarısına karşı 11 Temmuz 2024 tarihinde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a seslenen bir mektup kaleme aldı.
Tüm itirazlara rağmen Ağustos 2024’te yürürlüğe giren ve denetimi mümkün olmayan keyfi uygulamalar içeren yönetmeliğin ardından ise bu kez, 24 Aralık 2024 tarihinde Anayasa Mahkemesi’ne mektup gönderdi.
Anayasa Mahkemesi Başkanı Kadir Özkaya başta olmak üzere başkanvekilleri ve üyelerine e-posta, faks ve posta yoluyla gönderilen mektupta, https://ladyfreethinker.org/sign-stop-the-massacre-of-dogs-in-turkey/ adresindeki imza kampanyasına ve dünya çapında toplanan 41 bin 300 imzaya dikkat çekildi.
LFT Başkanı Nina Jackel imzasıyla gönderilen mektupta, Ankara Mamak Belediyesi’ne ait hayvan barınağında ve Aydın Karacasu’da ölü bulunan ve korkunç şartlarda yaşam mücadelesi veren köpeklere dair güncel bağlantılara da yer verilerek “Köpeklerin sokaklardan toplandığına ve barınaklarda toplu halde öldürüldüğüne dair haberleri neredeyse her gün görmeye devam ediyoruz,” denildi.
Komşunum Nöbetteyim ekibinin derlediği, yasa geçtikten sonraki son dört ayda kamuoyuna yansıyan hayvana yönelik 180 zulüm vakasına atıfta bulunan mektupta, Türkiye Psikiyatri Derneği gibi pek çok meslek kuruluşunun da “köpeklere yönelik vahşeti normalleştirmenin ek şiddet vakalarını teşvik edebileceği” konusundaki endişeleri hatırlatıldı.
Ankara Kuğulu Park nöbetlerine destek ve yol kesme eylemi
TBMM’de polis şiddeti ve demokrasi mücadelesi
Artı Gerçek: Hayvan hakları savunucularına Meclis önünde polis müdahalesi
Son derece kapsamlı yürütülen kitlesel mücadeleye rağmen ve her geçen gün büyüyen toplumsal muhalefete rağmen, AKP ve MHP oylarıyla Katliam Yasası meclisten geçti!