Türk Deniz Araştırmaları Vakfı’nın düzenlediği yunus gözlem turlarımız, bu yıl 16 Temmuz 2011 tarihinden itibaren yeniden başladı. 25 kişilik yunus gözlem ekibimiz ve bu turu düzenlememiz esnasında bizimle birlikte çalışan Yunuslara Özgürlük Platformu’nun da içerisinde olduğu ziyaretçilerimiz ile saat 10:00’da Beykoz İskelesi’nden hareketle İstanbul Boğazı’nın Kuzeyi’nde bulunan “Fil Burnu” açıklarına kadar “Selamet 3” adlı gezi teknemiz ile yunus gözlemlerimizi gerçekleştirdik. Havanın güneşli ve denizin sakin olması ile yunus gözlemlerinde şansımızın yaver gideceğini tahmin ediyorduk.
Nitekim tura başlar başlamaz, ülkemiz sularında Barcelona ve Bern Sözleşmeleri ile koruma altında olan ve IUCN Kırmızı Listeye göre nesli tehdit altında (endangered) olarak nitelendirilen kalabalık bir tırtak (Delphinus delphis) sürüsü ile karşılaştık. Otuz civarında bireyden oluşan sürünün suyun dışında yaptığı gösteri kesinlikle izlemeye değerdi. Bizlerle yarım saatten fazla kalan yunuslar içerisinde, en az altı yavru ile birlikte yüzen anne bireylerin olduğunu görmek de günün güzel haberleri arasında yer aldı. Gözlemimiz esnasında dağınık gruplar oluşturan yunusların hem çeşitli oyun davranışları sergiledikleri hem de İstanbul Boğazı’nın güneyine doğru hareket ettikleri dikkatimizi çekti. Bu gözlemlerin hepsinin yunuslara yönelik hiçbir müdahale ve zorlama olmadan, özgürce dolaştıkları İstanbul Boğazı’nda gerçekleşmesi, bizi ayrıca mutlu etti. Yunuslar bizi “eğlendirmek” için ne bir havuzda ne de bir eğitmenin etkisi altındaydılar.
Bir süre daha suyun üst ve altındaki atik hareketler sergileyen bu yunus grubunu izledikten sonra, teknemizi yeniden çalıştırıp İstanbul Boğazı’nın kuzeyine doğru olan güzergâhımıza devam ettik. Tam yunus gözlem ekibimiz ile sakince yerlerimize kuruluyorduk ki, bu seferde İstanbul Boğazı’nın Kuzey çıkışına doğru kalabalık bir afalina (Tursiops truncatus) sürüsü ile karşılaştık. Sürünün bir kısmı kıyıdan açıkta yüzerken, bir kısmı hemen sahilde avlanıyor, bir kısmı ise dalyanının çevresinde balık avlamaya çalışıyordu. Ani sıçrayışları ve suyun üstüne fırlattıkları balıkları da kameralarımıza takıldı. Gözlemciler, av ve avcı arasında gerçekleşen bu kovalamanın etkisi ile teknenin bir o tarafından bir bu tarafına koşturdu. İstanbul Boğazı’nın kuzey sularının güneyine nazaran daha temiz oluşu, yunusların suyun altındaki hareketlerini de gözlemlememize izin veriyordu.
Teknemize suyun altından hızlıca yaklaşan bir afalinanın seyrine heyecanla dalmışken, önünde kovaladığı kefali fark etmemiz uzun sürmedi. Kefal teknenin altına kaçarken, afalina hiç çekinmeden teknemizin altına doğru avının arkasından hızlıca yüzüyordu. Biz gözlemciler hemen diğer tarafa koşup avın sonucunu merakla izledik. Ortalık biraz sakinleştiğinde ise aynı bölgede demirleyip, havanın sıcaklığının bizdeki etkisini azaltmak için bizden çok yunuslara ait olan bu denize atladık. Hepimizin gözü, acaba alttan bir yunus çıkıp bize de merhaba der mi diye suyun derinliklerinde geziniyordu ama beklenen olmadı. Olması gerektiği gibi ne onlar bize yaklaştı, ne biz onlara yaklaşabildik. Gözlemler esnasında yunusların bireysel tanımlanmalarının yapılabilmesi için, yunusların sırt yüzgeçlerini fotoğrafladık.
Yunus Gözlem ziyaretçilerimizin güzel ve eğitici bir hafta sonu geçirdiğini düşünerek, sizleri de devam edecek olan gözlemlerimizde yunuslarla buluşturmayı umuyoruz.
Daha fazla fotoğraf için lütfen tıklayınız
Kaynak yazı ve fotoğraflar: TÜDAV