Sivil Sayfalar’ın 17 Eylülde düzenlediği “İklim Krizi, Afet Yönetimi ve Sivil Toplum” çalıştayında afetlerde unutulan ve yok sayılan hayvanları konuştuk.
The European Endowment for Democracy desteğiyle Sivil Sayfaların düzenlediği çalıştayda; insani yardım, afetlere müdahale, kadın hakları, engelli hakları, hayvan hakları, sürdürülebilir kalkınma gibi pek çok konuda çalışan 25 civarında STK temsilcisi, bu yaz gerçekleşen orman yangınları ve sel afetleri de dahil olmak üzere, sivil toplumun afetle mücadelede üstlendiği rol, sivil toplumun afet politikalarında nasıl daha etkili olabileceği ve kırılgan grupların afet politikalarına nasıl dahil edileceğini konuştu.
Hayata Destek Derneği, 350.org, İklim Haber, Sürdürülebilirlik Adımları Derneği, Kalkınma Atölyesi, TEMA, Deniz Yıldızı Derneği, EŞİK Platformu, Şehir Dedektifi ve Kızılay’ın katıldığı çalıştayda biz de Yunuslara Özgürlük Platformu ve Vegan Derneği Türkiye olarak, katılımcılara ayrılan zaman diliminde mümkün olduğunca doğal ve insan kaynaklı afetlerin unutulmuş bireyleri olan hayvanlardan ve yaşanan son felaketler ışığında fark ettiğimiz eksikliklerimizden ve ihtiyaçlardan bahsettik. Hayvan hakları örgütlerinin afet öncesinde, sırasında ve sonrasında yerel yönetimler ve diğer STK’lar ile koordinasyon halinde neler yapabileceğini konuştuk.
Deneyimli ekip ve ekipman eksiği
Yunuslara Özgürlük Platformu’ndan Öykü Yağcı, iklim değişikliği ve afetlerle mücadelede yaban ve evcilleştirilmiş tüm hayvan türlerini kapsayacak şekilde örgütlenmenin gerekliliğinden söz etti.
Afetlerde hayvanların çoğu zaman göz ardı edildiğini ve “mal kaybı” olarak değerlendirildiğini hatırlatan Yağcı, hayvanların da “can” olduğu ve bu yaklaşımla afet politikalarının şekillendirilmesinin önemine dikkat çekti.
2020 Ege depremi ve geçtiğimiz aylarda gerçekleşen orman yangınlarında yaban hayvanlarından kedi, köpek, inek, koyun ve tavuklara kadar pek çok hayvanın hayatını kaybettiğini ve yaralandığını belirten Yağcı, hem gönüllü hem de profesyonel düzeyde afet müdahale bilgisi ve eğitimi olan ekiplere ve gerekli ekipmanlara, nakil araçlarından geçici yuvalandırmaya ve iletişime kadar farklı seviyelerdeki destek mekanizmalarına duyulan ihtiyaçtan bahsetti.
İklim krizinin tetikleyicisi: Hayvancılık
Yağcı, aynı zamanda hayvancılığın, hayvan üretimi ve tüketiminin iklim değişikliği ve iklim krizinin başlıca sebeplerinden biri olduğu gerçeğinin özellikle doğa koruma örgütleri ve çevre aktivizmi yapan STK’lar ile basın mensupları tarafından daha fazla dile getirilmesi, bu konuda sorumluluk üstlenmesi gerektiğini vurguladı.
Afet öncesi hazırlık ve risk yönetiminin en önemli ayağının, bu bağlamda toplumsal farkındalığı artırmak ve bu sayede de politika değişimini gerçekleştirmek olduğunu belirtti.
Afet planı tüm canlıları kapsamalı
Afetlerde hakları ihlal edilen hayvanları hatırlatan bir diğer katılımcı olan Vegan Derneği Türkiye’den (TVD) Ebru Arıman da, türcü bakış açısıyla hareket etmenin yarattığı sorunları son afetlerde hep birlikte deneyimlediğimizi aktardı.
Kendilerinin de orman yangını gibi bir durumda nasıl hareket edeceklerini bilemediklerini gördüklerini ve eksikliklerini gidermeye çalıştıklarını aktaran Arıman, “İnsan merkezli çalışan STK’lar da dahil tüm sivil aktörlerin insan ve hayvan demeden tüm canlıları eşit gören bir afet planı yapmamız gerekiyor. Hayvanlar için de afet müdahalesi eğitimi alınması gerekir,” dedi.
TVD geçtiğimiz yıl depremden etkilenen İzmir’de çadır alanlarında vegan yemek ihtiyacı olanlara ulaşabilmek için bölgedeki vegan kafelere destek vermiş, aynı zamanda deprem bölgesinde bulunan ve çoğu enkazdan kurtulan kedilerin ailelerine ulaşabilmesi ve/veya yeniden yuva bulabilmesi için de, bölgede aktif çaba sarf eden gönüllüler ile yerel yönetimler arasında koordinasyonun sağlanabilmesi için resmi yazıyla gerekli başvuruları yaparak İzmir Depremzede Hayvanlar Instagram hesabına paylaşım desteği vermişti.
Haberin tamamını, diğer katılımcıların tespit ve önerileriyle birlikte Sivil Sayfalar’ın web sitesinden okuyabilirsiniz.
Kapak fotoğrafı: AFP