AKP’nin uzun süredir üzerinde çalıştığı Hayvanları Koruma Kanun teklifi nihayet TBMM’ye sunuldu. Yunuslara Özgürlük Platformu’ndan Öykü Yağcı asla “müjde” olarak değerlendirilemeyeceğini söyledi.
Duygu AYBER GÜLTEKİN
İstanbul
Yıllardır beklenen Hayvanları Koruma Kanunu teklifi bugün TBMM Başkanlığına sunuldu. Teklif metninde “Hayvanlar bir ‘mal’ ve ‘eşya’ olmaktan çıkarılıp canlı statüsüne getirilecek”, “Yunus parklarının işletilmesi yasaklanacak” gibi olumlu görünen başlıklar var.
Hayvan hakları savunucuları ise basında “müjde” olarak yer bulan kanun teklifini yetersiz ve göstermelik buluyor. Maddelerin yanıltıcı olduğunu vurgulayan Yunuslara Özgürlük Platformu & Vegan Derneği Türkiye’den Öykü Yağcı, teklifin içeriğinin hayvanlardan değil, hayvanlardan para kazananlardan taraf olduğunu söylüyor.
“Yunus parkları kapatılacak” ifadesi gerçeği yansıtmıyor
“Kara ve su sirkleriyle, yunus parklarının açılması ve işletilmesi yasaklanacak” deniyor teklifte. Ancak “mevcut işletmelerin ise uhdesinde bulunan hayvanların doğal yaşam süresine bağlı olarak tasfiyesi öngörülmektedir” ibaresi var. Bu ne demek? Mevcut tesisler kapatılmayacak mı?
“Yunus parkları kapatılacak” yazıyor müjdeli bir haber gibi ama bu doğruyu yansıtmıyor. Hayvanlı kara ve su sirklerinin yenisinin açılmayacağı yazıyor taslakta ama mevcutların kapatılacağına dair hiçbir ibare yer almadığı gibi, mevcut 10 tesis için de standartlar belirleneceği, yönetmelik çıkarılacağı vurgulanıyor. Yani hayvan hapishanelerinde işkence ve sömürü devam edecek demek bu. Hatta daha da meşrulaştırılmış olacak. Dahası, 1983’ten beri yasak olmasına ve uluslararası sözleşmeleri ihlal etmesine rağmen bu hayvan hapishaneleri Türkiye sularından yasa dışı şekilde yeni yunus alımı yapıyor ve ölenlerin yerine bu hayvanları yerleştiriyor.
Mevcut tesisleri korumaya çalışan bir düzenleme
Son 15 yıldır Tarım ve Orman Bakanlığı bu ihbarları değerlendirmediği gibi hiçbir tesise de yaptırım uygulamadı. Bundan sonra da uygulamayacak çünkü zihniyet aynı. Bu hayvan hapishanelerini AKP milletvekilleri “turizm geliri” olarak gördükleri, Mevlüt Çavuşoğlu gibi AKP’li bakanların ve Fettah Tamince gibi yakın ilişkideki patronların ticari bağlantıları olduğu için, mevcutları kapayıp rehabilitasyon ve koruma merkezine dönüştürmek için çabalamak ve bu yönde yönetmelik çıkarmak yerine mevcutları korumaya çalışan bir düzenleme var ortada. Zaten Avrupa’da en fazla yunus parkı olan ülkeyiz. Mevcut tesislerin tekelleşmesine ve ihlalleri sürdürmesine zemin hazırlayacak, eğer 10 yunus parkının faaliyetini sürdürmesine yönetmelikle izin verilirse.
Hiçbir olumlu değişiklik yok
Kanun teklifindeki diğer maddelerin de hayvanlardan taraf olmadığını söylediniz. Bunu biraz açabilir misiniz?
Teklifte hâlâ “hayvanlarla cinsel ilişkide bulunan” ibaresi geçiyor. Hayvanlara yönelik cinsel şiddet ve saldırı ifadesini ağızlarına almaktan çekinen siyasilerin hazırladığı bir kanun bu. Dahası, taleplerimizden biri “tehlikeli ırk” ve “yasaklı ırk” listesi/ibaresinin kalkmasıydı. Ancak bu da duruyor, hiçbir olumlu değişiklik yok.
Petshop’larda kedi köpek satılmayacaktır deniyor, ancak kanun teklifinde üretim merkezlerinden hayvan satışı yapılacağı, hayvanların yine sürekli doğuma zorlanacağı merkezlere izin verileceği söyleniyor. Egzotik ve yabani türlerin satışının yasaklanmasına dair de bir şey yok.
Aynı şekilde hayvana şiddete dair cezaların alt sınırı da en az 3 yıl olarak belirtilmediğinden, şiddetin devamlılığına yol açacak mahkeme kararları çıkacaktır. Failler yine sokaklara dönecek, 5 yıl içinde ikinci kez aynı suçu işleyip işlemediği bilinemeyecektir.
“Müjde” denilecek bir durum yok ortada o zaman öyle mi?
Defalarca aynı şeyleri yazdık ve söyledik. Artık gerçekten korkunç bir kanun karşısında söyleyecek sözümüz sınırlı. Özetle; yine basına “hayvan hakları yasası” olarak bilinçli ve yanıltıcı şekilde servis edilmiş bu kanun teklifi içeriği hayvanlardan değil, hayvanlardan para kazananlardan taraf. Son derece yetersiz ve göstermelik. Basında çıkan haberler ise yanıltıcı ve yanlı. Hayvanları “canlı” olarak tanımlayacaklarını belirttikten sonra bu istismar endüstrilerinin devamının sağlanmasının hayvan haklarıyla ilgisi olamaz.
Kanun teklifinde neler var?
AKP’nin TBMM Başkanlığına sunduğu Hayvanları Koruma Kanunu teklifinin maddeleri şöyle:
- Ev hayvanı tanımında, hayvanı muhafaza edeceği ve sorumluluğunu üstleneceği belirtilen ‘insan’ ibaresi yerine ‘gerçek ve tüzel kişiler’ ibaresi kullanılmak suretiyle tanımdaki kapsam genişletilmektedir. Böylelikle tüzel kişilikler de hayvan sahibi olabilecektir.
- Eşya statüsünden çıkarılan hayvanların, süs olarak değerlendirilmesi etik olmadığından Kanunda yer alan ‘süs’ ibareleri çıkarılmaktadır.
- Hayvan bakımevi tanımına, Tarım ve Orman Bakanlığından izin alınmak suretiyle kurulan ifadesi eklenmektedir. Böylelikle hayvan bakımevleri, Bakanlıkça belirlenen standartlarda yapılabilecektir.
Sahipsiz hayvanlar bakımından yerel yönetimlerce yapılacak parazit mücadelesi, tedavi, aşılama, kısırlaştırma ve dijital kimliklendirme yöntemleriyle işaretleme işlemleri, ‘rehabilitasyon’ olarak tanımlanmaktadır. - Yerel yönetimlere, sahipsiz ve güçten düşmüş hayvanların korunması için hayvan bakımevi kurma, bu hayvanların bakım-tedavilerini sağlama ve eğitim çalışmaları yapma zorunluluğu getirilmektedir.
Sahipsiz hayvan popülasyonunun kontrolsüz artışının önlenmesi maksadıyla kedi ve köpek sahiplerine, hayvanlarını en geç 31/12/2022 tarihine kadar dijital kimliklendirme yöntemleri ile kayıt altına aldırma zorunluluğu getirilmektedir. Buna bağlı olarak, ev hayvanını terk etmek fiili ilk kez kabahat olarak düzenlenerek idari para cezasına (hayvan başına 2.000 TL) hükmedilmesi öngörülmektedir. - Mevcut Kanunda yer alan, ev hayvanlarının haczedilmesine ilişkin yasaklayıcı hükümde değişiklik yapılarak, sadece ev ve bahçe içerisinde bulunanların değil ticari amaç güdülmeksizin bakılan bütün ev hayvanlarının (sahiplerinin borçlarından dolayı) haczedilmesi yasaklanmaktadır.
- Büyükşehir belediyeleri, il belediyeleri ve nüfusu 75.000’i aşan belediyelere 31/12/2023, diğer belediyelere (25.000-75.000) ise 31/12/2025 tarihine kadar hayvan bakımevi kurma zorunluluğu getirilmektedir. Belediyelere, bu madde yürürlüğe girdikten sonra 3 yıl süreyle hayvan bakımevi kurmak ve rehabilitasyon çalışmaları yapmak için kesinleşmiş en son bütçe gelirlerinden kaynak ayırma zorunluğu getirilmektedir (Büyükşehir Belediyelerinde yüzde 0,3, diğer belediyelerde yüzde 0,5).
- Nüfusu 25.000’in altında olup hayvan bakımevi kurma zorunluluğu bulunmayan belediyelere, sorumluluk alanındaki sahipsiz hayvanları en yakın belediyeye götürerek rehabilite ettirme zorunluluğu getirilmektedir.
- Belediyelere, rehabilite edilmemiş sahipsiz hayvanların kısırlaştırılması ve Tarım ve Orman Bakanlığının veri tabanına kaydedilmesi yükümlülüğü getirilmektedir.
Hayvan bakımevlerinde çalışacak personelin niteliğine ilişkin Tarım ve Orman Bakanlığınca düzenleme yapılması öngörülmektedir. Böylelikle hayvan bakımevlerinde daha nitelikli personelin çalışması temin edilecektir. - Gerçek veya tüzel kişilerin yerel yönetimlere veya Bakanlığa, yerel yönetimlerce yerine getirilmesi gereken hizmetlerde kullanılmak üzere ayni veya nakdi bağışta bulunabilmesine ilişkin düzenleme yapılmaktadır.
- Ev hayvanı satış yerlerinde (pet-shop) satışa arz edilen kedi ve köpeklerin bulundukları ortamın hayvan sağlığı ve etolojisi bakımından uygun olmaması sebebiyle, ev hayvanı satış yerlerinde kedi ve köpek bulundurulması yasaklanmaktadır. Ancak, söz konusu hayvanlar, ev hayvanı satış yerlerinde (pet-shop) katalog ve benzeri görsel bilgilerden seçilebilmek suretiyle, Tarım ve Orman Bakanlığınca izin verilen üretim yerlerinden teslim alınabilecektir (Bu düzenleme 1 yıl sonra yürürlüğe girecektir).
Hayvanların kullanıldığı kara ve su sirkleri ile yunus parklarının kurulması yasaklanmaktadır. Mevcut işletmeler bakımından, her ne suretle olursa olsun kapasite artırımı yapılması ya da eksilen hayvanların yerine yenilerinin getirilmesi yasaklanmaktadır. Yasaklara aykırılık ise idari para cezası yaptırımına (hayvan başına 25.000 TL) bağlanmaktadır. - Tehlike arz eden köpek türlerinin tahdidi olarak sayılması şeklindeki mevcut Kanunda tercih edilen usulden vazgeçilmekte ve bu türleri belirleme yetkisi Tarım ve Orman Bakanlığı’na verilmektedir. Ayrıca, tehlikeli türlerin sahiplenilmesi, barındırılması ve beslenmesi de yasak fiiller arasına alınmaktadır.
- Kanuna eklenen geçici maddeyle tehlikeli türler Bakanlıkça belirlenene kadar, mevcut Kanunda yer alan dört köpek türü (Pitbull Terrier, Japanese Tosa, Dogo Argentino ve Fila Brasilerio) ve melezlerine ilişkin düzenleme yapılmaktadır. Söz konusu hayvanların sahiplerinin mağdur edilmemesi maksadıyla, bu hayvanları hayvan bakımevlerine teslim edebilmeleri veya 6 aylık süre içinde ancak kısırlaştırmak ve kayıt altına almak suretiyle bakabilmeleri yönünde hüküm sevk edilmektedir. Maddenin yürürlüğe girmesiyle beraber (yani 6 ay olarak öngörülen tercih süresi içinde dahi) bu hayvanların ağızlıksız ve tasmasız sokağa çıkarılması, çocuk oyun alanları ve parklarına, halkın yoğun olarak bulunduğu alanlara girmesi yasaklanmakta, aksi takdirde idari para cezası (11.000 TL) uygulanacağı hükme bağlanmaktadır. Ayrıca, bu hayvanların sokağa terk edilmesi yasağına ilişkin idari para cezasının 30.000 TL olarak uygulanması öngörülmektedir.
- Caydırıcılığı sağlamak amacıyla, mevcut Kanunda kabahat olarak düzenlenen bazı fiiller (nesli yok olma tehlikesi altında olan hayvanları öldürmek, bir hayvan neslini yok etmek, ev hayvanı veya evcil hayvanları kasten öldürmek, hayvanlara işkence etmek, zalimce muamelede bulunmak, hayvanları dövüştürmek, hayvanlarla cinsel ilişkide bulunmak), suç haline getirilmekte ve diğer kabahat fiilleri bakımından mevcut idari para cezalarının miktarları arttırılmaktadır.
- İl Hayvanları Koruma Kurulu’na ildeki barolardan birer temsilcinin üye olarak alınması öngörülmektedir. Kurulun, kurul başkanı tarafından en geç üç ayda bir toplantıya çağırılması zorunlu tutulmaktadır. Kurul ayrıca olağanüstü durumlarda da toplantı yapabilecektir. Kurula ayrıca hayvan bakımevlerini ve hastanelerini denetleme yetkisi de verilmektedir.
- Tarım ve Orman Bakanlığınca, hayvanat bahçelerinin yanı sıra hayvanların etolojisine ve habitatına uygun, serbest dolaşımlarına imkan sağlayan ‘Doğal Yaşam Parkları’ ile ilgili düzenleme yapılması öngörülmektedir.
- Taslakta yer verilen cezai hükümlerle ilgili olarak; yeni ihdas edilen 28/A maddesiyle “hayvanlara yönelik suçlar” bu kanunda ilk kez düzenlenmektedir. Buna göre;
- Cezalar:
- Nesli yok olma tehlikesi altında olan bir hayvanı öldüren kişiye bir yıldan beş yıla kadar hapis cezası,
- Bir hayvan neslini yok eden kişiye beş yıldan on yıla kadar hapis cezası,
- Bakanlığın uygun görüşü alınarak il hayvanları koruma kurullarından izin alınmak suretiyle düzenlenen folklorik amaca yönelik, şiddet içermeyen geleneksel gösteriler hariç hayvan dövüştüren kişiye üç aydan iki yıla kadar hapis veya adli para cezası,
- Kurban kesimi gibi kanuni istisnalar ile tıbbi ve bilimsel gerekçeler, gıda amacı, insan ve çevre sağlığına yönelen önlenemez tehditler dışında bir ev hayvanını veya evcil hayvanı kasten öldüren kişiye altı aydan dört yıla kadar hapis cezası,
- Bir ev hayvanına veya evcil hayvana işkence eden veya acımasız ve zalimce muamelede bulunan kişiye altı aydan üç yıla kadar hapis cezası,
- Hayvanlarla cinsel ilişkide bulunan (hayvana cinsel şiddet uygulayan) kişiye altı aydan üç yıla kadar hapis ve yüz günden az olmamak üzere adli para cezası,
- Düzenlenen suçların, birden fazla hayvana karşı aynı anda veya hayvanların bakım ve gözetim yükümlülüğü ile görevlendirilmiş kişilerce işlenmesi halinde her iki durum için ayrı ayrı verilecek cezanın yarı oranında arttırılması,
- İhdas edilen suçlara konu olan hayvanların, Bakanlıkça uygun görülmesi halinde koruma altına alınarak yerel yönetimler tarafından hayvan bakımevlerine götürülmesi öngörülmektedir.”
Kaynak: Evrensel