Bodrum Yunus Parkı Kapatılsın: Zaman Çizelgesi

2011

Bursa’da bir AVM içinde hapsedilen yunuslar hayvan hapishanesinin kapanmasıyla birlikte önce Bodrum’a nakledildi. Bodrum’da Kefaluka Hotel sahilindeki kapalı bir deniz alanında tutsak edilen yunuslar daha sonra Güvercinlik’teki deniz hapishanesine taşındı. Aynı yunuslar bundan sonraki süreçte Bodrum ve Kaş arasında bir mal gibi defalarca nakledildi.

Nisan: Alman Prowal ve WDSF örgütleri, Kefaluka Hotel’e yunusların getirilmesi sebebiyle dönemin Bodrum Belediye Başkanı Mehmet Kocadon ile görüştü ve Kocadon ilçe içinde yunus parkı açmayacağının sözünü verdi.

Mayıs: Bu görüşmeden tam bir ay sonra, Bodrum Dolphin Park ismi ve “içkili lokanta” ana faaliyetiyle Kocadon tesise iş yeri açma ve çalışma ruhsatı verdi.

Aralık: Etrafı ağlarla ve paslı tellerle çevrilmiş ufacık bir deniz alanına hapsedilmiş üç yunusun fotoğrafının ihbar yoluyla tarafımıza ulaşmasıyla resmi başvurulara, destek çağrılarına ve mücadelemize başladık.

AYRINTILAR

2012
2014
2019

2011

Mücadelemiz nasıl başladı?

8 Nisan 2011 tarihinde Almanya’dan deniz memelilerini koruma kuruluşu temsilcileri ProWal Genel Başkanı Andreas Morlok ile WDSF Genel Başkanı Jürgen Ortmüller, Kefaluka Hotel’e hapsedilen yunusların ardından, Bodrum Güvercinlik’te yunus parkı açılmaması için dönemin Bodrum Belediye Başkanı Mehmet Kocadon’dan destek istedi. Kocadon, Bodrum Belediye Başkanı olduğu sürece böyle bir tesise izin vermeyi düşünmediğini söyledi. Fakat bu görüşmeden tam bir ay sonra tesise Kocadon imzalı ruhsat verildi.

27 Aralık 2011 tarihinde uluslararası paydaşlarımızdan Prowal tarafından Bodrum Güvercinlik’te bulunan hayvan hapishanesi Bodrum Yunus Parkı ile ilgili ilk ihbar ve fotoğraflar Facebook sayfamız üzerinden elimize ulaştı. Paslı teller arasında, yaklaşık 5 metrekarelik bir deniz alanına ağlarla hapsedilmiş üç afalina türü yunusun denize hapsedildiğini öğrendik.

Bu bilgiyi teyit ettikten sonra, yunusların koruma altına alınması ve parkın engellenmesi için Bodrum Belediyesi ve Tarım Bakanlığı başta olmak üzere tüm ilgili kurumlara ilk resmi başvurumuzu yaparak kamuoyunu bilgilendirdik, destek çağrısı yaptık ve mücadelemize başladık. BİMER üzerinden ve email yoluyla yaptığımız başvurularda, Bodrum’daki parkın ruhsatı ve statüsü ile hayvanların menşei hakkında bilgi de istedik. Aynı zamanda başvurularımızı İngilizce olarak hazırlayarak ve güncellemeleri paylaşarak uluslararası destek de toplamaya çalıştık.

2012

“İçkili lokanta” ana faaliyetli “yunus gösteri merkezi” ruhsatı

Bodrum Belediyesi, ancak ikinci başvurumuzun ardından vermek zorunda kaldığı 9 Ocak 2012 tarihli yanıtında, yunus merkezinin “Ağustos itibarıyla Mumcular Belediyesi’nin sorumluğuna geçtiğini, bu nedenle sınırları dışında bırakılan bu merkezle ilgili bir girişimde bulunmalarının olanaksız olduğunu” belirtti. Bu gelen yanıttan sonra, Yunuslara Özgürlük Platformu olarak başvurularımızı bu kez Mumcular Belediyesi’ne yönlendirdik. 

Bodrum Belediyesi’nden resmi yollarla defalarca istememize rağmen alamadığımız ruhsatın kopyasını 22 Şubat 2022’de dönemin Mumcular Belediyesi temin etmiş oldu. Böylece Bodrum Belediye Başkanı Mehmet Kocadon’un Güvercinlik’teki tesis için 24 Mayıs 2011’de 312 sayılı ruhsatı düzenlediğini öğrendik. Resmi belgede tesisin ana faaliyeti “içkili lokanta”, tali faaliyeti “yunus gösteri merkezi” olarak belirtilmişti. 

Ruhsat, Bodrum Belediye Başkanı Mehmet Kocadon’un imzasını taşıyordu ve onun izniyle alınmıştı.

Bodrum Belediyesi’nden resmi yanıt alamayınca, BİMER üzerinden Mumcular Belediyesi’ne başvurarak resmi yazışma sonucu edindiğimiz, 22 Şubat 2012 tarihinde tarafımıza gönderilen, resmi makamlara sayısız kez sunulmasına rağmen hiçbir yaptırıma sebebiyet vermeyen, Bodrum Yunus Parkı’nın “içkili lokanta” ve “yunus gösteri merkezi” ruhsatı.

Altında da Mehmet Kocadon’un imzası.

Mors ve deniz aslanı ile Kaş’taki iki yunus da nakledildi

Bu süreçte gerek yerel, gerekse ulusal basında çıkan çok sayıda haber ile kamuoyu yaratmaya ve yasal başvurularımızı yapmaya devam ederken, bir yandan da Kaş Yunus Parkı’nın kapatılması için aktif olarak çalışmalarımızı sürdürdük.

2012’nin ilk çeyreğinde bir mors ve iki deniz aslanının da bu deniz hapishanesine kapatıldığına dair bilgilere ve fotoğraflara ulaştık. CITES (Nesli Tehlike Altındaki Türlerin Ticaretine İlişkin Sözleşme) “hayvan ticareti” belgelerinin temin edilmesi ve tutsak deniz memelerinin esaretten kurtarılması için çabalarken, Bodrum’daki tesis tüm başvurularımıza rağmen TBMM’deki ve belediyedeki siyasi bağlantıları sebebiyle büyümeye devam etti.

Hatta suç duyuruları ve baskılarımız sonucu yaklaşık bir yıldır ruhsat alamayan ve mühürlenen Kaş Yunus Parkı, 5199’un 24. maddesi gereği koruma altına alınması için uğraştığımız buradaki dört yunustan ikisini, 11 Haziran 2012 tarihli sağlık kontrolü ve koruma talebimizden tam bir hafta sonra “yangından mal kaçırır gibi” 18 Haziran’da bir gece yarısı gizli gizli sebze kamyonların arkasında Bodrum Yunus Parkı’na transfer etti.

Kaş’ta yaşayan sivil toplum temsilcilerinden oluşan bir grup, yunusların taşınma sırasında veteriner hekim ve deniz memelisi uzmanı olmadan transfer edildiğini, bu süreçte birkaç kez yere düşürüldüğünü ve sebze kamyonuna yüklenirken kuyruklarını çarparak vücutlarının zarar gördüğüne şahit olmuştu. Daha sonra taşıma belgelerini edindiğimizde, bu yunusların West ve Ada olduğunu öğrendik.

Kaş’ta transfere tanıklık eden KASAD’dan arkadaşlarımızın aktarımı | 19 Haziran 2012

nakil sırasında yasal zorunluluk olan “veteriner hekim” yoktu

“Yunus parkı yöneticileri taşıma operasyonunu gizlemek için ellerinden geleni yaptılar. Kamyonun etrafına güneşlikler açıldı, gece karanlığı beklendi, hiçbir ışık açılmadı. O sırada sakinleştirici ilaç da vermiş olmaları gerekir yunusa, yolculukta kendine zarar vermesin diye, ona rağmen kamyonun duvarlarına kuyruğunu çarpıp kurtulmaya çalışıyordu zavallı hayvan. İlk yunusu yüklemeleri sırasında yeterli adamları olmadığı, olanların bir bölümü de bizimle söz düellosuna girmeye çalıştığı için yunusu kamyona yüklemekte çok zorlandılar, iki-üç kere düşürdüler. Taşıma sırasında birisinin elini ısırdı hayvan, can havliyle, ama yerdeki kanlar o yaradan akmış gibi gelmedi bana, her ne kadar öyle iddia etseler de. Kamyona yüklendikten sonra hayvan çırpındıkça sular aktı kamyondan, eli ısırılan kişi yanımızdayken arkasından kanlı sular geliyordu.”

2013

Kaş Yunus Parkı kapatılırken Bodrum’a yaptırım uygulanmadı

Yunus gösteri merkezlerine yönelik yürüttüğümüz kitlesel mücadelede, yerel sivil toplum kuruluşlarının azmi, uluslararası hayvan hakları örgütlerinin desteği, tiyatrocu Özge Özder, Levent Kazak ve 20 bin Change.org imzasıyla sürece çok büyük katkı sağlayan yazar Buket Uzuner’in katılımıyla iki yıllık mücadelenin sonunda hep birlikte Kaş Yunus Parkı’nın Nisan 2013 sonunda kapatılmasını sağladık.

Ancak Bodrum Dolphin Park etik ve yasal zemine oturan tüm başvurularımıza rağmen, dönemin Bodrum Belediye Başkanı Mehmet Kocadon’un duyarsızlığı ve ruhsatlandırma sürecindeki kanunsuz uygulamaları sonucu, yunusla terapi aldatmacası dahil tüm ticari faaliyetlerine devam etti. 

2014

CITES belgelerinde usulsüzlük ve tutarsızlık

2014’te Bodrum’daki arkadaşlarımız ve Yaban Hayatı Eylem Grubu Başkanı Emekli Büyükelçi Süha Umar ile birlikte yeniden harekete geçtik ve Bodrum Yunus Parkı işletmecilerinin uluslararası sözleşme belgelerinde yaptığı usulsüzlükleri ve tutarsızlıkları ortaya koyarak 19 Ocak’ta Orman ve Su İşleri Bakanlığı ile Gümrük ve Ticaret Bakanlığı başta olmak üzere ilgisi olan sekiz ayrı bakanlığa başvurduk. Ayrıca, iddia edildiği gibi tesisin deniz içindeki yapılarıyla ilgili bakanlıklardan alınan ayrı bir ruhsata sahip olmadığı ve kaçak inşaat unsurlarının bulunduğu tespit edilerek gerekli şikayetleri yaptık.

Umar’ın araştırmaları sonucu, Ukrayna’dan ithal edilen 3 yunus için düzenlenen CITES belgelerinin gerek Ukrayna, gerek Türkiye ayağında usulsüz olduğunu öğrendik. Kamuoyuna açık şekilde paylaşamadığımız ve resmi süreçlerde kullandığımız bu belgeler, ilgili bakanlıkların tesis sahibiyle birlikte CITES uygulayıcısı olan Avrupa Konseyi’ni yanıltıcı beyanlarla bilinçli olarak yanlış ilgilendirdiğini ortaya koyuyordu:

Çünkü:

  • O sırada Ukrayna’nın yunus ihraç kotası bulunmuyordu. Dolayısıyla ihracat ve ithalat geçersiz olmalıydı.
  • Yunusların yaş, boy, kilo, çip, doğadan canlı yakalanma/esaret altında üretim gibi uluslararası sözleşmeleri bağlayan kritik ayrıntıları ya doğru çevrilmemiş ya da örtüşmeyen bilgilerle sunulmuştu.
  • Yunusların ticari ve eğlence amacıyla kullanılması Bern Sözleşmesi (Avrupa’nın Yaban Hayatı ve Yaşama Ortamlarını Koruma Sözleşmesi) gereğince yasak olduğu için, CITES belgelerinde “amaç” olarak “E” ve “S” (Eğitim / Educational ve Bilim / Scientific) olarak belirtilmiş, ancak yine Umar aracılığıyla edindiğimiz gümrük belgelerinde gerçek amaç ortaya konmuştu: “Gösterilerde Kullanılmak Üzere”.

Yaptığımız görüşmeler sonucu, tutsak edilen hayvanların “7 Ağustos 2012 tarihinde geri verilmek üzere” Ukrayna şirketi Razvaga’dan kiralandığını ve geçici olarak ithal edildiğini öğrendik. Ancak hayvanlar, bu tarihten en az altı ay geçmesine rağmen turistik gösteriler ve yunusla terapi aldatmacası kapsamında halen tesiste tutuluyor ve sömürülmeye devam ediyordu. Nitekim, Kırım Haber Ajansı’nın detaylı araştırması ile oluşturulan “Paylaşılamayan Yunuslar” başlıklı haberine ve edindiğimiz hukuki belgelere göre (TR & RU) tesis, hayvanları Ukrayna’ya geri vermediği için şirketle davalık dahi olmuştu. Mahkeme kararına rağmen Razvaga’nın avukatlarının bu konudaki tüm tespitleri, suç duyuruları ve başvuruları dönem itibarıyla sonuçsuz kaldı.

Mors ve yunuslar nerede?

Kökeni Rusya olan, doğadan yakalandığı anlaşılan ve 12UA002892 no’lu sözleşmeyle Ukrayna kökenli şirketten “kiralanan” tutsak morsun, sağlık sorunları yaşadığı için Bodrum İlçe Tarım Müdürlüğü’nün veterineri tarafından Ukrayna’ya geri gönderildiği bilgisini alırken, 2012’de Kaş’tan getirilen iki yunusun da Güvercinlik’ten gönderildiğini öğrendik. Ancak bu tarihte nerede olduklarını tespit edemedik. Dolayısıyla ne morsun, ne de yunusların iddia edildiği üzere hayatta olup olmadıkları hakkında somut bir bilgi edinemedik.

Kısa bir süre sonra ise, tesise yeni ve genç bir yunusun hapsedildiğini fark ettik ve bu yunus için düzenlenmiş hiçbir CITES belgesinin bulunmadığını tespit ettik. Bu durum yunusun, 1983’ten beri yasak olmasına rağmen Türkiye sularından canlı yakalanmış ve hapsedilmiş olabileceği anlamına geliyordu. Yaban Hayatı Eylem Grubu ile birlikte Yunuslara Özgürlük Platformu olarak Bodrum Dolphin Park ticari işletmesindeki usulsüzlükleri detaylı bir şekilde anlatan dilekçeyi belgeleriyle birlikte Bodrum Belediyesi’ne ve tüm yetkili bakanlıklara gönderdik. Antalya Barosu Hayvan Hakları Komisyonu ile irtibata geçerek onların da meslek örgütü olarak başvuru yapmalarını teşvik ettik.

İmza kampanyası ve yerelde örgütlenme

Kaş Yunus Parkı mücadelemizin ikinci yılında bize büyük destek veren Buket Uzuner’in bir kez daha devreye girmesiyle birlikte 9 Mart 2014’te www.change.org/bodrumyunusparkinahayir ve www.change.org/closebodrumdolphinpark adreslerinde Türkçe ve İngilizce olarak imza kampanyası başlattık. BGKO ekibinin de duyurulmasına yardım ettiği kampanyada imzalar, sadece iki ay içinde 40.000’e ulaştı.

Bodrumlular “yunuslara özgürlük” mesajını yaymak için bir araya gelmeye devam ederken ilk stantlarını 23-24 Nisan’da Bodrum İskele Meydanı’nda açarak ziyaret edenlere deniz hapishanelerinin gerçek yüzünü anlattılar. Standa uğrayanlar arasında modacı Cemil İpekçi de vardı ve desteğini ileterek kendilerine teşekkür etti.

Yunuslara Özgürlük standı açan Bodrumlu aktivist arkadaşlarımızın izlenimleri | 25 Nisan 2014

GERÇEKLERİ BİLMİYORDUK, MUTLAKA ÇOCUKLARIMA ANLATACAĞIM

“Standı ziyaret edenlerin çoğu ‘Ben de istemiyorum, çok iyi ediyorsunuz, ne yapabilirim’ diye bize yaklaştı. ‘Ben imza kampanyasını çoktan imzalayıp paylaştım’ diyen çoktu. ‘Gelişmeleri takip edip ilerideki etkinliklere katılmak isterim’ diyen de oldu. Birkaç kişi ise, ‘Bilmiyorduk böyle kötü bir şey olduğunu, hatta parka gitmiştik, şimdi tabii ki gitmeyiz’ diyerek pişmanlıklarını dile getirdi. Özellikle aklımızda kalan bir adam vardı. ‘Kızlarım hayvanları çok sevdiği için onlara yakın olmak istiyorlar. Geçen sene yunuslarla yüzdüler burada ama gerçekleri bilmiyorlardı, bilmiyorduk. Çok hassaslar ve üzülecekler. Mutlaka gerçekleri anlatacağım, bu konuda gereken her şeyi yaparlar’ dedi ve bunu anlatırken gözleri doldu neredeyse…”

Bu süreçte Hürriyet gazetesi yazarı Yalçın Doğan, Bodrum Yunus Parkı’ndaki ihlalleri iki kez köşesine taşırken, CNN Türk de 22 Nisan Ana Haber Bülteni’nde özgürlük mesajlarımıza ve Bodrum Yunus Parkı’yla ilgili çalışmalarımıza yer verdi. 

Yeşim Önder’in Halikarnas FM’deki Yaşamevi programı da, yine Nisan ayı başında Aksona Mehmet, Jayne Kenney, Timuçin Binder ve Nikriz Akçay’ın katılımıyla, Bodrum sakinlerinin özgürlük mesajlarıyla yerelde yankılandı. Halikarnas Radyo (105.8) ve Radyo Eko da (107.6) “Fikir Sahipleri Prodüksiyon” ekibi tarafından destek amacıyla hazırlanan “yunuslara özgürlük mesajlarını” gün içinde 10’ar kez paylaşarak bölgesel düzeyde farkındalığı artırmaya katkıda bulundu.

TBMM süreci ve Meclis’e mektup

Nisan ayında, çabalarımız ile sivil toplum kuruluşları ve kamuoyu baskısı sonucu İzmir’de açılması planlanan yunus parkı projesinin iptal edilmesi, Kaş ve Fethiye’deki yunus parklarının kapatılmasının ardından, Yunuslara Özgürlük Platformu olarak alt komisyonda 5199 sayılı Hayvanları Koruma Kanunu’nun değiştirilmesi ile ilgili yapılacak 25 Nisan toplantısı öncesinde TBMM Çevre Komisyonu’na ayrıntılı bir rapor gönderdik. 2010’dan bu yana yaptığımız sayısız yasal başvuru ve eylemi destekler nitelikteki raporda, mevcut parkların neden kapatılması ve yenilerine izin verilmemesi gerektiğini etik ve hukuki gerekçelerle bir kez daha açıkladık, bilimsel makaleler ve istatistiklerle sorunu daha net ortaya koyduk.

Eşzamanlı olarak, Kaş mücadelemizde yanımızda olan Dolphin Project ile yeniden irtibata geçerek Meclis ayağındaki çağrılarımıza uluslararası destek talep ettik. The Cove ekibi, bu kez de Bodrum Yunus Parkı’ndaki deniz memelilerinin koruma altına alınması ve gösteri merkezinin kapatılması için uluslararası kamuoyu yaratmaya çalıştı.

Ancak Richard O’Barry, Hayvanları Koruma Kanunu’nun değiştirilmesine dair kanun tasarısı metninden yunus parkları ve hayvanlı sirklerin yasaklanmasına dair önergemizin, bizim de diğer hayvan hakları STK’ları ile beraber katıldığımız ve zorla söz almak zorunda kaldığımız 11 Haziran toplantısında, AKP milletvekili Mehmet Metiner tarafından AKP çokluğuyla son anda çıkarılması üzerine, bir hafta sonra TBMM Çevre Komisyonu üyelerine bir mektup gönderdi: “Flipper’dan Meclis’e Mektup

Avrupa Konseyi’ne şikayet başvurumuzu ilettik

Türkiye’de ilgili bakanlıklardan gerekli yanıtı alamadığımız ve yıllardır tesise yönelik hiçbir yaptırım uygulanmadığı için, bir sonraki adımda CITES (Nesli Tehlike Altındaki Türlerin Ticaretine İlişkin Sözleşme) Komitesi’ne iletilmek üzere, dönemin CITES başkanı John. E. Scanlon’a ve Avrupa Konseyi’ne 18 sayfalık şikayet başvurumuzu ilettik.

Bodrum Yunus Parkı başta olmak üzere Türkiye’deki gösteri merkezlerindeki usulsüzlükler hakkında ek dosyalar sunarak konuyu uluslararası düzeye taşımış olduk. Komiteden dosyanın en yakın zamanda inceleneceğine dair hızla yanıt aldıysak da, ilerleyen aylarda komite tarafından hayvanların lehine herhangi bir girişimde bulunulmadı.

Bodrum Yunus Parkı eylemi ve imza teslimi

Bodrum Dolphin Park yunus gösteri ve terapi merkezinin kapatılması için Yunuslara Özgürlük Platformu olarak yazar Buket Uzuner ile beraber başlattığımız imza kampanyasında sadece iki ay içinde imzasını ekleyen 40.000 kişinin talebini ve (ikinci) dilekçemizi, 20 Haziran’daki eylemimiz kapsamında Bodrum Belediye Başkan Vekili’ne teslim ettik ve Bodrum Kaymakamı Mehmet Gödekmerdan’ı bilgilendirdik. Mevcut yasaların uygulanarak yunus parkının kapatılması ve yunusların korunması talebimizi yineledik.

Bodrum Belediyesi önünde yaptığımız eyleme, 2011’den bu yana yürüttüğümüz mücadeleyi yeniden güçlendiren Yaban Hayatı Eylem Grubu Başkanı Emekli Büyükelçi Süha Umar başta olmak üzere, Mavi Yol Girişimi, Bodrum Kent Konseyi, Bodrum Sualtı Derneği, TEMA Vakfı Bodrum Gönüllüleri, Bodrum Gezi Dayanışması ve Bodrum Çarşı taraftar grubu gibi birçok yerel STK ve oluşum, çok sayıda Bodrumlu aktivist ile birlikte katıldı.

Aylar öncesinde randevu alınıp teyit edilmesine rağmen dönemin Bodrum Belediye Başkanı Mehmet Kocadon hasta olduğu gerekçesiyle görüşmeye iştirak etmedi. Ancak aynı gün Peksimet Köyü’nde ve Ali Şen ziyaretinde görüldü. 

Temmuz ayında, Bodrum Ilgınlar Plaj Kamping alanında bulunan Neşeli Kamp’taki 6-11 yaş grubu çocuklar tutsak yunuslara ve hayvanlara özgürlük için bir atölye düzenledi ve kamping sınırları içinde yaptıkları sembolik yürüyüşle yetişkinlerin duyarlılığını artırmaya çalıştılar. Psikolojik Danışman ve eğitimci Nikriz Kocaman’ın kaleminden “Yunuslar Özgür Olsun“…

“Bodrum Yunus Parkı kapatılacak” haberleri

Yaptığımız başvurulara bir yanıt geldi ve 12 Ağustos 2014 Bodrum Belediyesi Encümen kararı sonucu, tesisin deniz ve karadaki kaçak inşaatları için para cezasının kesilmesi kararlaştırıldı. Karar, 1 Eylül’de Bodrum İmar Birimi’ne gönderildi.

Bu süreçte Bodrum Dolphin Park’ın kapatılacağına dair haberler medyada yer almaya başladı. Bodrum Kent Konseyi Yürütme Kurulu üyesi Yaman Olga, “Ağustos ayı sonunda alınan Bodrum Belediyesi Encümen kararında, tesisin denizdeki ve karadaki kaçak inşaatları için para cezası kesilmesi için adım atılmıştır. Karar, 1 Eylül 2014 tarihinde Bodrum Belediyesi İmar ve Şehircilik Müdürlüğü’ne gönderilmiştir. Bodrum Belediyesi Hukuk İşleri Müdürlüğü ‘bu karar ruhsatın iptali için yeterli’ açıklamasında bulundu. Ancak bu tarihten itibaren ne Bodrum Belediyesi, ne de yetkili diğer kurumlar, tesisteki usulsüzlükler ve hak ihlalleri doğrultusunda ruhsatı iptal etmedi.

Aradan geçen süre zarfında belediye başkanı değişmedi ve CHP üst yönetimi ile yerel yönetimlerden sorumlu idarecilere Mehmet Kocadon’un duyarsızlığıyla ilgili yaptığımız bilgilendirme ve çağrılara yanıt gelmedi. Tarım ve Orman Bakanlığı başta olmak üzere başvurularımızı ilettiğimiz ilgili diğer tüm bakanlıklar da yunus gösterileri ile yunusla terapi altında sürdürülen ticari faaliyetlere engel olmadı. Bodrum Dolphin Park, tüm çabalara rağmen, hayvanları sömürmeye devam etti.

2019

Yeni belediye başkanı ile yeni bir umut

31 Mart 2019 yerel seçimlerinin ardından, Bodrum Yunus Parkı hayvan hapishanesine çalışma ruhsatı veren Mehmet Kocadon’un gitmesi ve yeni Bodrum Belediye Başkanı olarak Ahmet Aras’ın göreve gelmesiyle birlikte, Yunuslara Özgürlük Platformu olarak Buket Uzuner ile birlikte 2014’te başlattığımız change.org imza kampanyasını #BodrumYunusParkinaHayir etiketiyle  yeniden devreye soktuk ve bir kez daha kamuoyundan destek istedik.

Yerel paydaşlarımızdan Bodrum Kent Konseyi temsilcileri 12 Temmuz’da Ahmet Aras ile ilk görüşmeyi yapmak için randevu aldı ve “içkili lokanta” ruhsatlı Bodrum Dolphin Park adlı hayvan hapishanesinin tali faaliyeti olarak belirtilen “yunus gösteri merkezi” ibaresinin kaldırılmasını, bir daha açılmamak üzere işletmenin yunus parkı kısmının iptal edilmesini talep etti. Aynı zamanda Bodrum Belediye Başkanı’na hayvanları özgürleştirmek için açtığımız imza kampanyamızdan da bahsederek Yunuslara Özgürlük Platformu olarak 2011’den bu yana verdiğimiz mücadelenin detaylarını içeren kapsamlı zaman çizelgesini de kendisine teslim etti.


85 bin imzayla ikinci Bodrum Yunus Parkı eylemi ve ruhsat iptali

2014’te 40.000 imzayı teslim ederek yaptığımız ilk eylemin ardından, bu kez 85.000 kişinin imzasıyla 29 Ağustos’taki eylemimiz için yola çıktık.

İmza teslimi için belediye binası önünde toplanan sivil toplum kuruluşları ve destekçiler ile birlikte “Bodrum’da yunus parkı istemiyoruz”, “Havuzlardan okyanuslara, yunuslara özgürlük”, “Yunuslara özgürlük için şimdi sıra Bodrum’da” yazılı pankartlar açtık. Eylemimize katılan Gündoğan Çocuk Atölyesi’nden çocuklar da hazırladıkları pankartlar ve kartondan yaptıkları özgür yunuslarla kendi mesajlarını iletti. 

Bodrum Dolphin Park’ın kapatılması için change.org/bodrumyunusparkinahayir adresinde topladığımız 85 binden fazla imzayı Bodrum Kent Konseyi ve bileşenlerinin de katılımıyla Bodrum Belediye Başkanı Ahmet Aras’a teslim ettik ve yıllardır beklediğimiz o açıklamayı Aras’tan duyduk: “Yunus gösteri merkezi ruhsatını iptal ettim.”

Konuyu hukukçularına danıştığını dile getiren Aras, içkili lokanta faaliyetinin yanında yunus gösteri merkezi sıfatıyla tali faaliyet konusunun yasal olarak belediye tarafından konulamayacağını, belediyenin denetleyemeyeceği hiçbir faaliyete ruhsat veremeyeceğini ve yunusların denetiminin de Tarım ve Orman Bakanlığı’nda olmaması sebebiyle ruhsatı iptal ettiğini açıkladı. Bodrum Belediyesi’nin de Twitter hesabından duyuru yapıldı.

İmza tesliminden sonra büyük bir umut ve sevinçle belediye binası önünde düzenlediğimiz basın açıklamamızda artık sorumluluğun yeniden Tarım ve Orman Bakanlığı’nda olduğunu vurgulayarak Hayvanları Koruma Kanunu’nun 24. maddesini uygulamaları ve yunuslara el koyarak rehabilitasyon için gerekli alanları tahsis edecek girişimleri başlatma çağrısında bulunduk. Aynı zamanda Bodrum Belediyesi’nin ruhsat iptalinin, TBMM’de ilk kez 2019’da oluşturulan ve yeni yasal düzenlemeler için tavsiye raporu çıkaracak olan Hayvan Hakları Araştırma Komisyonu’na, Türkiye’deki tüm gösteri merkezlerinin kapatılması için örnek teşkil etmesi gerektiğinin altını çizdik.

Hayvan tacirleri yürütmeyi durdurma istedi ve hayvan hapishanesi yeniden açıldı

Uzun süreli mücadelemiz sonucunda yunus gösteri merkezi ruhsatı iptal edilen Bodrum Dolphin Park’ın işletmecisi, ruhsat iptal işleminin yürütmesinin durdurulması için mahkemeye başvurdu. Muğla 2. İdare Mahkemesi’nin 30 gün süreyle tesise izin verdiğini öğrendik.

Konuyla ilgili Bodrum Belediyesi’nin açıklaması: “İsmet PARMAK tarafından işletilmekte olan “Dolphin Sirk Restaurant” unvanlı işyerine ait 24.05.2011 tarih ve 312 sayılı İşyeri açma ve Çalışma Ruhsatı ile ilgili olarak, Yunus Gösteri Merkezi tali faaliyet konusunun işyeri açma ve çalışma ruhsatından iptal edilerek tali faaliyetin sonlandırılması ve kapatılması; 24/05/2011 tarih ve 312 sıra numaralı işyeri açma ve çalışma ruhsatının  faaliyet konusunun münhasıran “İçkili Lokanta” olarak güncellenmesine ilişkin olarak tesis edilen 27.08.2019 tarih ve E.21162 sayılı Başkanlık Olur’unun iptali istemiyle işletmeci tarafından Muğla 2. İdare Mahkemesi’nin 2019/1016ESas sayılı dosyası altında iptal davası açılmış olup, Mahkeme’nin 28.09.2019 tarihli ara kararı ile davalı Belediyemizin savunma ve belgeleri sunacağı süreye değin işlemin yürütmesinin durdurulmasına karar verilmiştir.”

Eylül ayında ise, Bodrum Dolphin Park işletmecisi İsmet Parmak’ın avukatı Gültekin Akça aracılığıyla belediyeye açtığı davanın ilk aşamada hayvanların aleyhine sonuçlandığını gördük. Muğla 2. İdare Mahkemesi, 30 günlük karşılıklı savunma süresi sonunda ruhsat iptalinin yürütmesini durdurma kararı aldı!

Bodrum Belediyesi bu karara karşı itiraz hakkını kullanıp konuyu Üst Mahkeme’ye taşıyacağını belirttiyse de bu denli kapsamlı ve ayrıntılı bir mücadele sonunda yasal süreç hayvanların lehine sonuçlanmadı!

Bu süreçte çıkan haberlerde mücadelemizi itibarsızlaştırmaya çalışan ve hayvan sömürüsünü meşrulaştırmak için çabalayan işletmecinin asılsız söylemlerine karşı gerçekleri belge ve kaynaklarıyla kamuoyuyla yeniden paylaştık.

2019’da 5199 sayılı Hayvanları Koruma Kanunu’nda yapılması planlanan değişikliklerin yeniden gündeme gelmesi sebebiyle, Bodrum dahil Türkiye’deki tüm yunus parklarının kapatılması için Meclis’e yönelik çalışmalarımıza yeniden ağırlık verdik ve diğer hayvan hakları ihlalleri konusunda hayvan hakları oluşumları, barolar ve aktivistlerle beraber hareket ettik. TBMM’ye yönelik çalışmalarımıza dair paylaşımlarımızı bu bağlantıdan okuyabilirsiniz.